Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1523 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 824 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/11/2010 tarih ve 2006/186-2010/609 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 22.01.2013 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Mutlu Pınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ... Şubesinin müşterisi olduğunu, şube yetkilisi ...’nun 20.09.2005 tarihinde müvekkiline gönderdiği ekstrede müvekkilinin yatırım hesabında toplam 856.334,00 TL değerinde hisse senedi ve fon olduğunun belirtildiğini, ancak müvekkilinin şubede yapılan yolsuzluklarla ilgili olarak aldığı duyum üzerine davalı şirketten yeniden ekstre talep etmesi üzerine gönderilen 03.10.2005 tarihli ekstrenin 20.09.2005 tarihli ekstreden farklı olduğunu, 20.09.2005 ve 03.10.2005 tarihleri arasında müvekkilinin hesabından bilgisi ve talimatı olmadan davalı şirket yetkilisi ... tarafından eksiltmeler yapıldığını, bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucu zimmet suçundan mahkumiyetine karar verildiğini, B.K.'nun 55. maddesi hükmü gereği çalıştırdığı personelin eylemlerinden sorumlu olan davalı şirkete zararın karşılanması bakımından başvuruda bulunulduğunu ancak sonuç alınamadığını, müvekkilinin hesabında yapılan usulsüzlükler nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 716.704,70 TL alacağın reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının elinde bulunan ve davaya dayanak yapılan 20.09.2005 tarihli dökümün müvekkili şirket kayıtlarına ait olmadığını, tamamen kötü niyetli olarak açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket çalışanı ve şube üst yetkilisi olan ... tarafından davacının yatırım hesabında yapılan usulsüz işlemler nedeniyle davacının toplam 22.210 adet ... 6.Fon'unun eksiltildiği, 22.210 adet ... 6.fon'un dava tarihindeki toplam değerinin 387.592,88 TL olduğu, davacının yatırım hesabında olması gerektiğini iddia ettiği hisse senetlerinin varlığının usulen kanıtlanamadığı, davalı şirketin adam çalıştıran sıfatı ile BK'nun 55. maddesi hükmü gereğince davacının uğradığı zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 387.592,88 TL alacağın 26.05.2006 dava tarihinden itibaren değişen oranlar uygulanmak suretiyle yürütülecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınmasına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile davacının hisse senetleri alacağına ilişkin istemini davalı şirket kayıtlarıyla uyuşmayan 20.09.2005 tarihli belgeye dayanarak talep etmesi, tek başına bu belgeye dayalı olarak istemde bulunması doğru olmadığından davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, davalı şirket nezdinde bulunan davacıya ait yatırım hesabında davalı şirket çalışanının yaptığı usulsüzlükler nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir. Davada taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan yön, dava tarihi itibariyle davacının davalı nezdinde mevcut hisse senedi varlığına ilişkindir. Davacı bu konuda davalı tarafından kendisine gönderildiğini iddia ettiği 20.09.2005 tarihli belgeye dayanmış ise de bu belge davalı şirket kayıtlarıyla uyuşmamakta ve davalı tarafından kabul edilmemektedir. Bu durumda davacı hisse senetlerine ilişkin iddiasını geçerli bilgi ve kayıtlarla ispatlanmayan söz konusu belgeye dayalı olarak talep edemez. Ancak, taraflar arasında 22.07.2003 tarihli mutabakat mevcut olup, bu mutabakatta davacıya ait portföyün dökümü yapılmıştır. Buna göre, bu tarihten sonra davacı adına ne kadar hisse senedi alım ve satımının yapıldığını davalı kanıtlamak zorundadır. Davacı hisse senedi alımına ilişkin işlemleri kabul ettiğine göre alım işlemlerinde kullanılan paranın hangi kaynak kullanılarak yapıldığını da kanıtlamak durumundadır. Davacının alımı için emir verdiği hisse senetleri için hesapta para bulunması, hesapta gerekli para yoksa davalıdan kredi kullanılarak alımın yapılması ya da mevcut hisse senetlerinin satılması sonucu elde edilen para ile yeni hisselerin alınması hayatın olağan akışına uygun bulunup, bunun aksine tutum, bir başka anlatımla kabul ettiği alım emirlerinin parasal kaynağını açıklamadan, göstermeden sadece alım emirlerini kabul ettiğini bildirmesi M.K.'nun 2. maddesi ile bağdaşmaz. Bu itibarla, mahkemece taraflar arasındaki 22.07.2003 tarihli mutabakat esas alınarak yaptırılacak inceleme ile bu tarihten sonra hisse senedi alımlarına ilişkin işlemlerin kaynağı da ortaya konularak alınan hisse senetleri ile satılan hisse senetlerinden elde edilen paranın davacının hesabına mı yatırıldığı, kredi borcunun kapatılmasında mı kullanıldığı, yeni hisse senetleri mi alındığı, yoksa davacıya mı ödendiği kısacası davacı yararına ne şekilde değerlendirildiği hususları da ortaya konulmak suretiyle davalı şirketin şube kayıtları ile gerektiğinde merkez kayıtları da incelenmek suretiyle sonucuna göre davacının dava tarihi itibariyle davalı kayıtlarında olması gerektiğini iddia ettiği hisse senetlerinin mevcut olup olmadığının tespiti gerekirken, açıklanan hususlar üzerinde durulmadan, yetersiz incelemeye dayalı olarak davacının hisse senetlerine ilişkin isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.