MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/01/2014NUMARASI : 2012/294-2014/33Taraflar arasında görülen davada Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09.01.2014 tarih ve 2012/294-2014/33 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı T. A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkiline ait arazinin davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, yangın sonucu hasar meydana geldiğini, zarar miktarının ödenmediğini, yerin sulu arazi vasfında olduğunu ileri sürerek, 20.085 TL'nin 09.06.2008 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili, davacının arazisininde kuru tarım yapıldığını, verim miktarının düşük olduğunu, hasar miktarının 2.821,72 TL olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı T. vekili; davaya konu poliçe Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi olmayıp geleneksel tarım sigortası poliçesi olduğunu, huzurdaki davanın müvekkil şirketle ilgisi olmadığını, tazminat sorumluluğunun sigorta şirketine ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan incelemeye göre; dava T.Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortaları Poliçesi'ne dayalı tazminat talebi olup, davacı T.'in ortağı olan G. Sigorta A.Ş. ile tarım sigortası poliçesi düzenlediğinden tazminat ödeme yükümlülüğü T. A.Ş'ye ait olduğu, bu halde G. Sigorta A.Ş'ye karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddi gerektiği, dava konusu arazinin sulu tarım arazisi niteliğinde olduğu gerekçesiyle davalı G.Sigorta A.Ş'ye karşı açılan davanın husumet yokluğundan reddine; davalı T. A.Ş'ye karşı açılan davanın kısmen kabulü ile 18.720,00 TL maddi tazminatın 09.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı TARSİM vekili temyiz edilmiştir.1-Dairemiz 18/04/2012 tarihli bozma kararı uyarınca kendisine tebligat yapılan davalı TARSİM vekili tarafından; dava konusu poliçenin 5363 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak düzenlenmiş Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi niteliğinde olmadığı, söz konusu poliçenin davacı ile dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen G.Sigorta A.Ş. arasında düzenlenmiş genel sigorta poliçesi niteliğinde olduğu ve poliçeden doğan sorumluluğun müvekkiline ait olmadığı, bu nedenle de kendilerine husumet yöneltilemeyeceği yönünde savunmada bulunulmuştur. Davalı T. vekili, yukarıda açıklanan savunması kapsamında delillerini dosyaya sunmuş ve dava konusu poliçe nedeniyle tahsili gereken devlet desteği priminin tahsilatının yapılıp tarım sigortaları havuzuna aktarılıp aktarılmadığının araştırılmasını talep etmiş, mahkemece de 15/11/2012 tarihli ara kararla G. Sigorta'ya bu hususta müzekkere yazılmasına karar verilmiş ise de yazı sonucu beklenmeksizin Dairemiz bozma kararında da belirtildiği üzere esasen uyuşmazlık konusu poliçenin 5363 sayılı Kanun kapsamında olduğundan bahisle hüküm tesis edilmiştir. Ancak, yukarıda da açıklandığı üzere TARSİM aleyhine hüküm tesis edilebilmesi için davaya dayanak poliçenin 5363 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak tanzim edilmiş olması gerekir. Her ne kadar Dairemiz bozma ilamında davaya dayanak poliçenin Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigorta Poliçesi olup bu kanun hükümlerine tabi olduğu hususu belirtilmiş ise de, bu husus esasen maddi hataya dayalı bir değerlendirme niteliğinde olduğundan mahkemece bozmaya uyulması neticesinde lehine bozma yapılan taraf bakımından usuli müktesep hak oluşturmaz. Tüm bu gerekçelerle mahkemece öncelikle T.'in savunmasında ileriye sürdüğü hususlarda araştırma yapılarak ve gerektiğinde sigorta hukuku alanında uzman bilirkişiden görüş alınması suretiyle sonuca gidilmesi gerektiğinden davalı T.A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün mümeyyiz T. A.Ş. yararına bozulması gerekmiştir. 2-Davalı T. A.Ş. vekilinin diğer davalı G. Sigorta A.Ş. bakımından davanın husumet nedeniyle reddine dair karara yönelik temyiz isteminde hukuksal yararı bulunmakla birlikte, (1) nolu bentte açıklanan bozma neden ve şekline göre, mahkemece bozmaya uyulması halinde davalı G. Sigorta A.Ş'nin bu davadaki sıfatına yönelik olarak da bir karar verilecek olmakla davalı T.A.Ş. vekilinin diğer davalı G. Sigorta A.Ş'ye yönelik hükme ilişkin temyiz isteminin bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı T. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçen davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle diğer davalı G. Sigorta A.Ş'ye yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı T, A.Ş'ye iadesine, 01.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.