MAHKEMESİ : YILDIZELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/02/2014NUMARASI : 2012/41-2014/83Taraflar arasında görülen davada Yıldızeli Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/02/2014 tarih ve 2012/41-2014/83 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi birleşen davanın davacısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Asıl davada davacı vekili, müvekkili P.. E..'ın, dava dışı Ö... Petrol Taş. İnş. Mak. San. Tic. Ltd. Şti'nin hissedarı olduğunu, mezkur şirketin ortaklarından müvekkilinin muris eşi N.E. tarafından kendi hissesinden şirket dışı olan davalı K.. Ç..'a 25 pay karşılığı olan % 2,5'lik payın devredildiğini ve bu hisse devir sözleşmesinin şirket ortaklar kurulu karar defterine 16/02/2009 tarih ve 18 no'lu karar işlendiği, ancak anılan şirket ortaklar kurulu kararında şirket hissedarı olarak müvekkilin isminin altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin ilgili ortaklar kurulu toplantısına dahi katılmadığını ileri sürerek, ilgili ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.Asıl davada davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ortaklar kurulunun 2009/18 sayılı kararı ile ortak olduğunu, ortaklık öncesinde davacının işyerini davalı şirkete bedelsiz kiraladığını, asıl davada P.. E..'ın, ortaklar kurulu kararındaki imzanın kendisine ait olmadığını belirtmesi üzerine karar defterini inceleyen müvekkilinin, şirketin büyük hissedarı P.. E.. ile hissedar O.. E.. adına atılan imzaların bu şahıslara ait olmadığını fark ettiğini, şirketin 2004/11, 2005/12, 2007/15 sayılı kararların altındaki imzaların sahte ve kararların yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, anılan kararların yok hükmünde olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, asıl davanın feragat nedeniyle reddine, birleşen davada ise muris Nuri Ercan tarafından kendi hissesinden 25 pay karşılığı olan % 2,5 lık payın davacıya verildiği ve noterde pay devrinin yapıldığı, hisse devir sözleşmesinin şirket ortaklar kurulu karar defterine 16/02/2009 tarih ve 18 nolu karar işlendiği ve davacının 49 yıllığına şirket müdürü olarak seçildiği, davacının şirket ortağı ve müdürü olmadığı döneme ait olan 13/09/2004 tarih, 11 karar sayılı; 15/12/2005 tarih, 12 karar sayılı, 25/07/2007 tarih 15 karar sayılı şirket ortaklar kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitini istediği, ancak davacı tarafından şirket ortağı ve müdürü olmadığı döneme ilişkin alınan şirket ortaklar kurulu kararlarına karşı dava açmakta hukuki yararının ve hakkının bulunmadığı gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.Kararı birleşen davanın davacısı vekili temyiz etmiştir.(1) Birleşen dava, muhtelif tarihli ortaklar kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Her ne kadar, davaya konu kurul tarihlerinde, davacı ortak veya müdür değil ise de, davacı tarafça alınan kararların kendisinin ortak olduğu tarih sonrasında yapılan hukuki işlemleri ve dolayısıyla hukuki yararını etkilediği ileri sürüldüğüne göre, dava konusu her bir kararın hükümsüzlüğünde davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığı irdelenip, bilirkişi raporu da alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir. (2) Bozma sebep ve şekline göre, birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına akrar verilmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 01/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.