MAHKEMESİ : İZMİR(KAPATILAN) 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 04/02/2013NUMARASI : 2012/254-2013/39Taraflar arasında görülen davada İzmir(Kapatılan) 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/02/2013 tarih ve 2012/254-2013/39 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 26/09/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. A. E. ile davalı vekili Av.E. G. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı I.. S.. vekili, müvekkilinin İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7020 Esas sayılı dosyasıyla davalı . M.. L.. aleyhine 8513259 IMO numaralı St V. and G. B. ECS C.-1 gemisine ilişkin olarak TTK m.1235 göre gemi alacaklısı hakkından kaynaklanan kanuni rehin hakkına dayalı olarak taşınır rehininin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçtiğini, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu, müvekkilinin İspanya’da faaliyet gösteren denizcilik ve gemi acenteliği şirketi olduğunu, M.. L..’in ..IMO numaralı ECS I.-1 isimli geminin donatanı M. S. Sa isimli firmasının talebi üzerine bu gemiler ve donatanları hesabına yapılan tamirat, erzak, yakıt, çağrı masrafları, liman ücretleri, acenteler, mürettebat maaşları olmak üzere toplam 1.446.950,00 Euro tutarında alacaklılara ödeme yaptığını, F.M. L. ve M. S. Sa firmalarının merkezinin, M.Adaları Cumhuriyeti olduğunu, müvekkilinin ödemiş olduğu meblağlar için , M/V ECS C.-1 ve M/V ECS I.-1 gemileri üzerinde rehin hakkı tesis edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine bu gemilerin satılacağına ilişkin 31.01.2012 tarihinde Barselona’da borçlular F.M.L. ve M.S. SA şirketlerin acentesi E. and M.SA ile müvekkilinin acentesi A. M.A. SA arasında anlaşma yapıldığını, müvekkilinin, M/V ECS C.-1 gemisi üzerinde ipotek alacağı bulunan C. M. Limited Şirketine 31.01.2012 tarihinde 162.000,00 USD borç taksitini ödediğini, bu anlaşmada, ECS C.-1 gemisi donatanı F. M. Limited ve M/V ECS I.-1 gemisi donatanı Melodıy Shıppıng SA’nın müvekkili firmanın kendilerine 1.446.950 Euro ödeme yaptıklarını kabul ettiklerini bu ödeme nedeni ile gemi rehin hakkını kabul ettiklerini, müvekkilinin M/V ECS C.-1 gemisi üzerinde bulunan bir ipotek hakkı için 162.500,00 USD ödemeyi kabul ettiğini, F. M. L. ve M. S.SA’nın 30.10.2012 tarihinden önce borcu ödemeyi kabul ettiklerini, bu tarihe kadar ödeme olmazsa iki gemiyi değeri 4.500.000 USD üzerinden 48 saatlik süre içerisinde satışa koymayı taahhüt ettiklerini, gemiye 3. kişilerce el konulması halinde alacakların derhal muaccel hale geleceğini, anlaşmanın imzalanmasından sonra, ECS I.1 gemisinin Yunanistan’da başka alacaklılar tarafından tutuklandığını, müvekkilinin burada 70.000,00 Euro ödemek zorunda kaldığını, ECS C.-1 gemisinin 3 kişilere Aliağa’da satıldığını, Aliağa açıklarında beklediğini, ECS ISABEL-1 gemisinin ise başka yerde hurdaya satılarak parçalandığını, alacaklarının teminatı olan ECS C.-1 gemisi üzerinde İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2012/304 D İş dosyası ile 31.01.2012 tarihinde 821.720.,07 Euro üzerinden ihtiyati haciz konulduğunu, bu ihtiyati haczin İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7020 sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, alacaklarının tahsili için TTK m.1235-1236’ya göre rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını ileri sürerek, 821.720,07 Euro üzerinden yapılan takibe itirazın iptali ile icra İnkar tazminatına hükmedilmesine ve kanunu rehin hakkına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı M/V ECS C.-1 donatanı F. M. L. vekili, mahkemenin MÖHUK m.40 atfıyla İİK m.258/1, 1 Cümle ve m. 50 ile hükmünde atfıyla HMK 5-19 göre Türk Mahkemelerinin milletler arası yetkisinin bulunmadığını, ihtiyati hacze konu geminin St V. and G. siciline kayıtlı olduğu, MÖHUK m.22/1 uyarınca gemi üzerinde ihtiyati haciz talep edenin, gemi alacaklısı hakkına sahip olup olmadığı konusunda yetkili hukukun St V. and G. Hukuku olduğunu, St V. and Grenadines’in 1993 C. Gemi İpoteği ve Gemi Alacaklısı hakkındaki uluslararası sözleşmeye taraf olduğunu, BM resmi sitesinde bu durumun yer aldığını, bu sözleşmede gemi alacaklısı hakkının çok sınırlı bir biçimde 5 bend halinde düzenlendiğini, somut olaydaki alacağın bu listeye dahil olmadığını, kanuni ve akti rehin hakkının bulunmadığını, yine TTK m.1352’de yer alan deniz alacağı listesinin uygulama alanın da bulunmadığını, alacağın gemiyi takip etmesi ve davalı donatanın bu borçtan ayni olarak sorumluluğunun söz konusu olamayacağını, ihtiyati haciz talebinin İİK m.257 ve devamına göre belirlenmesi gerektiğini, taraflar arası uyuşmazlığın para alacağına ilişkin olduğunu, gemi üzerine rehin hakkının bulunması halinde HMK m.9/2 Cümledeki yetki kuralının uygulanabileceğini, bu durumda MÖHUK m.40 atfıyla iç hukukun yetki kurallarının Türk Mahkemelerini yetkili kılmadığını, gerek ihtiyati haciz kararı verilmesinde gerek davanın görülmesinde, Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin bulunmadığını bu nedenle İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilmiş 2012/304 D İş sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ayrıca, sözleşmenin kimin tarafından imzalandığını sözleşmede belli olmadığını, davacı tarafın davalıdan herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, davalı şirketin herhangi bir borcunun bulunduğunun ispat edilmediğini, davacı şirketin ECS C.-1 gemisi üzerinde TTK m.1235-1236 maddelerinden kaynaklanan rehin hakkının bulunmadığını, TTK m.1235’de yer alan alacaklar arasında davacının alacağının yer almadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, somut olayda Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini kabul eden bir yetki anlaşması bulunmadığı için yabancılık unsuru taşıyan söz konusu ihtiyati haciz talebinde mahkemenin yetkisinin MÖHUK m. 40 atfıyla İİK m. 50 ve bu hükmün de yaptığı atıfla 6100 s. HMK m. 5-19’a göre tayin edileceği, kendisine karşı dava açılan kişinin Türkiye’de yerleşim yerinin bulunmaması (HMK m. 6), talep edenin Türkiye’de mutad meskeninin bulunması (HMK m. 9/c. 1), alacağın doğumuna sebep olduğu iddia edilen sözleşmenin Türkiye’deakdedilmemesi (İİK m. 50/1) ve bu sözleşmenin Türkiye’de ifa edilmemesi sebebiyle Türk Mahkemeleri'nin söz konusu yetki kuralları uyarınca somut olayda milletlerarası yetkisinin bulunmadığı, HMK m. 9/1, c. 2’de yer alan “...malvarlığı haklarına ilişkin dava, uyuşmazlık konusu malvarlığı unsurunun bulunduğu yerde de açılabilir”. hükmü gereğince geminin burada yer alan uyuşmazlık konusu malvarlığı değerini oluşturuyorsa, dava anında gemi Türkiye’de bulunduğu takdirde Türk mahkemelerinin somut olaydaki milletlerarası yetkisinin kabul edileceği, aksi halde ise, yukarıda sayılan yetki kuralları somut olayda uygulama alanı bulamadığı için Türk mahkemelerinin yetkisinin bulunmadığı sonucuna ulaşılacağı, bu sorun hakkındaki değerlendirmede ise, talep edilen alacağın para alacağını mı, yoksa gemi üzerindeki (teslime bağlı olmayan) bir akdi veya kanuni rehin hakkına mı dayandığının önem taşıdığı, zira para alacağının yanında gemi üzerinde söz konusu rehin hakları bulunuyor ve talep edilen alacak esas itibariyle bu rehin haklarının takibini koruyor ise, HMK m. 9/c. 2’de yer alan yetki kuralının geçerli olacağı, dolayısıyla alacak talebinde bulunanın gemi üzerinde gemi alacaklısı hakkı ve akdi gemi rehni iddiasının incelenmesinin gerektiği, somut olayda yabancılık unsuru bulunduğu için gemi üzerinde gemi alacağına bağlı olarak doğduğu iddia edilen ve gizli bir “kanuni rehin hakkı olan” gemi alacaklısı hakkı açısından yine MÖHUK hükümlerindeki kanunlar ihtilafı kurallarına bakmak gerekeceği, MÖHUK m. 22/1 uyarınca “...deniz araçları üzerindeki ayni haklar, menşe ülke hukukuna tabidir”. Aynı maddenin ikinci fıkrasında menşe ülkenin ne olduğunun gemiler hakkında şu şekilde tarif edildiği, “M. ü....deniz taşıma araçlarında ayni hakların tescil edildiği sicil yeri, deniz taşıma araçlarında bu sicil yeri yoksa bağlama limanı”dır. Gemi alacaklısı hakkı tescil dışında doğan kanuni bir rehin hakkı olsa da, bu hakka uygulanacak hukukun menşe ülkeye göre belirleneceği, sicile kayıtlı gemiler için söz konusu yerin geminin tescil edildiği sicil ülkesi olduğu, alacağa konu geminin S. Vi. & G. Sicili'ne kayıtlı olduğu, dolayısıyla MÖHUK m. 22/1 uyarınca bu gemi üzerinde alacağı talep edenin gemi alacaklısı hakkına sahip olup olmadığı konusundaki yetkili hukuk (lex causae) Saint Vincent & Grenadines’ olduğu, takibe yapılan itiraz dilekçesinde Saint Vincent & Grenadines’in 1993 Cenevre Gemi İpoteği ve Gemi Alacaklısı Hakkındaki Uluslararası Sözleşme’ye taraf olduğunu belirttiği, 1993 Cenevre Sözleşmesi’ne taraf olan devletler Birleşmiş Milletler’in resmi internet sitesinde ( yer aldığı, bu siteden ulaşılabilecek tabloya göre, 1993 Cenevre Sözleşmesi 11.03.1997 tarihinden itibaren S.V. & G. hukuku açısından yürürlüğe girdiği, 6102 s. TTK açısından da mehaz teşkil eden 1993 Cenevre Sözleşmesi’nde gemi alacaklısı hakkı bahşeden alacakların çok sınırlı bir biçimde beş bent halinde düzenlendiği, buna göre gemi adamı alacakları, geminin işletilmesinden doğan zararlardan (her türlü bedensel zarar ve navlun sözleşmesinin konusunu oluşturan eşya ve yolcu bagajları dışında kalan maddi zararlar) kaynaklanan alacaklar, kurtarma ücreti, seyrüsefer resimleri hak sahibine gemi üzerinde gemi alacaklısı hakkı tanıdığı, dolayısıyla somut olaydaki alacak hakkının 1993 Sözleşmesi’nde yer alan gemi alacağı listesine dâhil olmadığı, diğer yandan taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tercümesinde gemi rehninden söz edilmekle birlikte, “c.m” ifadesinin gemi rehnini değil, deniz alacağı (ing.: maritime claim) terimini karşıladığı, dolayısıyla gemi üzerinde akdi bir rehin hakkı kurulmadığı, sözleşmede yer alan deniz alacağı ifadesinin gemi üzerinde sahibi lehine rehin hakkı yaratmadığı, gerekçesiyle, davacının davasının Mahkememizin milletlerarası yetkisine girmediğinden HMK m.114/1-a bendi gereğince dava şartı yokluğundan İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7020 Esas sayılı dosyasındaki takipte mahkemenin ve icra dairesininyargı ve cebri icra hakkı bulunmadığından itirazın iptali talebinin REDDİNE karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, gemi alacağı iddiası nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkilinin İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2012/7020 Esas sayılı dosyasıyla davalı aleyhine TTK m.1235 göre gemi alacaklısı hakkından kaynaklanan kanuni rehin hakkına dayalı olarak taşınır rehininin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçtiğini, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu, müvekkilinin İspanya’da faaliyet gösteren denizcilik ve gemi acenteliği şirketi olduğu, müvekkilinin davalı tarafından işletilen Cristina 1 gemisi için yapılan tamirat, erzak, yakıt, çağrı masrafları, liman ücretleri, acenteler, mürettebat ücretlerine ilişkin ödemeler yaptığını ileri sürmüş, mahkemece yapılan yargılama sonunda yukarıda değinilen gerekçe ile davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.Ancak dosya kapsamı itibari ile davacı tarafça ileri sürülen iddialar ve yapılan açıklamalar karşısında, taraflar arasındaki ilişki ve uyuşmazlığın 6102 Sayılı TTK yürürlüğe girmeden önce 6762 sayılı TTK döneminde ortaya çıktığı, bu hali ile mahkemece, davacının iddiasına yönelik olarak 6102 sayılı yasa kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmelerin isabetli olmadığı, kaldı ki; eldeki davanın da 6762 sayılı TTK'nun yürürlükte olduğu dönemde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 36. maddesi de dikkate alınmak suretiyle, davacı tarafça ileri sürülen alacak kalemlerinin 6762' sayılı TTK kapsamında kanuni rehin hakkı tesisine imkan sağladığı dikkate alınmaksızın, dosya içerisinde örneğine rastlanmayan sözleşmeden söz edilerek ret hükmü kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.