Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14702 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8828 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : GEBZE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/10/2012NUMARASI : 2010/43-2012/545Taraflar arasında görülen davada Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/10/2012 tarih ve 2010/43-2012/545 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı tasfiye halinde G. Genel Mühendislik ve İnş. Tic. A.Ş. vekili, müdahil davacı S.. B.. vekili, davalı-yeni malik B.. A.. vekili, müdahil İ. Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili ve müdahil E. M. San. Ve Tic. A.Ş. vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 26/09/2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı tasfiye halinde G. Gen. Tic. A.Ş. vekili Av. T. Ö. müdahil davacı SGK Başkanlığı vekili Av. E.N. U. davalılardan B.M. San. Tic. A.Ş. vekili Av. N.. K.., fer'i müdahillerden İ. Vergi Dairesi vekili Av. G. Ş. ve davalılardan D. Ltd. Şti. vekili Av. H.. B.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirkete ait olan iki parsel taşınmazın davalı şirkete satıldığını, ancak bu satışın bir karar alınmadan ve yalnızca iki yönetim kurulu üyesinin imzasıyla gerçekleştirildiğini, ana sözleşmenin 17. maddesi gereğince genel kurulda 2/3 oy çokluğu ile onaylanmadığını, bu nedenle yok hükmünde olduğunu, davalının bu yeri satın aldıktan sonra da muvazaalı icra takibi ile üçüncü kişilere devretmeye çalıştığını ileri sürerek, taşınmazların satışının iptalini ve tapu kayıtlarının şirket adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı D.Ltd. vekili, iddiaların davacı şirketin iç işi olduğunu, müvekkilinin haberinin olmadığını, davalı şirketin 2004 yılı genel kurulunda önceki işlemleri ibra ettiğini, satışın yapıldığı ve davanın açıldığı dönemde aynı yöneticilerin görevde olduğunu, buna göre kendi muvazaalarına dayandıklarını, bunun mümkün olmadığını ve satışın şekil şartlarına uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece ilk kararda direnilmesi üzerine HGK’nın 2009/11-173 E,2009/247 K. sayılı ilamı ile davacı şirketin iflasının kapatılmasına karar verilip SGK tarafından İİK’nın 245. maddesine göre dava ve takip yetkisi alındığı, bu sırada dava konusu taşınmazların A. M.Ltd.Şti’ne açık artırma sonucu ihale edildiği belirtilerek, SGK vekiline HUMK’nın 186. maddesi uyarınca tercih hakkının kullandırılması ve dava konusu taşınmazların satışından sonra yapılan 29.03.2004 tarihli genel kurulda taşınmazlarının satışının gündeme gelip tartışılarak ibra edilmiş olması halinde satış geçerli olacağından genel kurul tutanaklarının celbi ile sonucuna göre karar verilmesi için direnme kararının bozulmasına karar verilmiş olup mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davacı şirketin ihya edildiği, dava konusu taşınmazların yargılama sırasında A.M.Ltd. Şti’den yeni malik B. M. San. ve Tic. A.Ş’ye devredildiği, davacı SGK vekilinin davanın yeni malike karşı tapu iptali tescil davası olarak devamını istediklerini bildirdiği, dava konusu taşınmaz satışlarının davacı şirketin 29/03/2004 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında gündeme geldiği, tartışılarak onaylandığı, buna yönelik gelir gider hesapları ile bilançoların müzakere edilerek oy birliği ile kabul edilip onaylandığı, aynı dönem işlemler ile ilgili olarak yönetim kurulunun oy birliği ile ibra edildiği, satışlar davacı şirketin genel kurul gündemine gelip onaylanmakla beraber gerek şirketin ortaklık yapısı ve gerekse yönetim kurulu üyelerinin sıfatları dikkate alındığında söz konusu satışların baştan itibaren bütün ortaklarca bilindiği ve bilinmesi gerektiği, genel kurulda taşınmazların satışının iptali ile ilgili dava açılması yönünde karar verilmemiş olduğu, davacı şirket yönünden söz konusu satışların baştan itibaren bilindiği ve bilinmesi gerektiğinden davanın MK’nın 2. maddesi hükmüne göre hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı tasfiye halinde G. Gen. Müh. İnş. A.Ş. vekili, müdahil davacı S.. B.. vekili, davalı-yeni malik B.. A.. vekili, müdahil İ. Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili ve müdahil E. Metal San.ve Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.1- Mahkeme ilamı, hükmü temyiz eden müdahil E.Metal San. ve Tic. A.Ş. vekiline 06.02.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak hüküm HUMK’nun 432 nci maddesinde yazılı 15 günlük süre içinde temyiz edilmemiştir. Müdahil davacı SGK vekilinin temyiz dilekçesinin 25.02.2013 tarihinde tebliği üzerine katılma yoluyla temyiz için gerekli olan 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra anılan müdahil vekili tarafından 11.03.2013 tarihinde temyiz edilmiştir. Aynı Yasa’nın 432/4 ncü maddesine göre süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi 01.06.1990 gün 3-4 sayılı İBK uyarınca Yargıtay da bu konuda bir karar verebileceğinden temyiz eden müdahil E.Metal San. ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı B.. A.. (dava konusu taşınmazın yeni maliki) vekili ve müdahil İlyasbey Vergi Dairesi Müdürlüğü vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.3- Davacı Tasfiye Halinde G. Gen. Müh. İnş. A.Ş. vekili ve müdahil davacı S.. B.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, mahkemece HGK’nın 2009/11-173 E,2009/247 K. sayılı bozma ilamına uyularak bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda “dava konusu taşınmazların satışının davacı şirketin 29/03/2004 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında gündeme geldiği, tartışılarak onaylandığı, buna yönelik gelir gider hesapları ile bilançoların müzakere edilerek oy birliği ile kabul edildiği, aynı dönem işlemler ile ilgili olarak yönetim kurulunun oy birliği ile ibra edildiği, gerek şirketin ortaklık yapısı ve gerekse yönetim kurulu üyelerinin sıfatları dikkate alındığında söz konusu satışların baştan itibaren bütün ortaklarca bilindiği ve bilinmesi gerektiği” belirtilmiş olup söz konusu bilirkişi raporuna karşı davacı Tasfiye Halinde G. Gen. Müh. İnş. A.Ş. vekili ve müdahil davacı S.. B.. vekilince dava konusu taşınmazların satışının genel kurul gündemine gelmediği, yönetim kurulunun bu satışlar yönünden ibra edilmediklerine dair ciddi itirazlar ileri sürülmesine rağmen mahkemece bu itirazlar nazara alınmadan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre (11. Hukuk Dairesi’nin 05.02.2009 tarih 2007/12262E. 2009/1228 K. sayılı ilamı) ibranın geçerli bir hukuki sonuç doğurabilmesi için genel kurula sunulan bilanço, gelir-gider tabloları ile harcamalara ilişkin tüm bilgi ve belgelerin gerçeği yansıtması, ilgililerin sorumluluğunu doğuracak işlemler hakkında genel kurulun bilgilendirilmesi ve yapılan doğru bilgilendirme sonucu ibra kararının alınmış olması gerekir. İbraya ilişkin karar genel kurulun bilgisi dışında kalan hususlarda veya genel kurula yanlış olarak sunulmuş, gerçeği yansıtmayan belge ve bilgilere dayalı olarak verilmiş ise şeklen geçerli bir ibra kararı mevcut olsa da söz konusu karar ilgililer yönünden geçerli bir ibraya bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağından ilgilileri sorumluluktan kurtarıcı bir etki yaratmayacaktır. Somut olayda davacı şirketin 29.03.2004 tarihli genel kurul tutanağı incelendiğinde dava konusu taşınmaz satışlarının gündeme gelmediği, sadece şeklen 2001, 2002 ve 2003 yıllarına ait bilançoların onaylandığı görülmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilenin aksine 2001 ve 2002 yılı bilançolarının duran aktif varlıklar listesinde dava konusu taşınmazlar yer almakta iken 2003 yılı bilançosunda taşınmazların bulunmaması, dava konusu taşınmazların satışının genel kurulda gündeme gelip yönetim kurulunun geçerli bir şekilde ibra edildiğini göstermemektedir. Bu itibarla mahkemece, dava konusu taşınmazların satışının genel kurul gündemine gelmediği, yönetim kurulu üyeleri hakkında geçerli bir ibra kararı bulunmadığı hususu gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmü temyiz eden müdahil E.M. San.Ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı B. M. San. Ve Tic. AŞ (dava konusu taşınmazın yeni maliki) vekili ve müdahil İlyasbey Vergi Dairesi Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı Tasfiye Halinde G. Gen. Müh. İnş. A.Ş. vekili ve müdahil davacı S.. B.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan davacılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalı B. M. San. ve Tic. A.Ş'den alınarak davacılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 0,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı E. M.San. ve Tic. A.Ş'nden alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı G.Genel Mühendislik ve İnşaat Tic. A.Ş'ye iadesine, alınmadığı anlaşılan 119,00 TL temyiz başvuru harcı ile 25,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı B. M.San. ve Tic. A.Ş'den alınmasına, 26/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.