MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 24/01/2013NUMARASI : 2011/523-2013/39Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24.01.2013 tarih ve 2011/523-2013/39 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 26.09.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. E.. Ü.. ile davalılar vekili Av. H. E. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, asıl davada, davalıların yönetim kurulu üyesi oldukları dönemde müvekkili şirkete ait 3 adet taşınmazı 26.08.2003 tarihinde takas yolu ile değerini tapuda düşük göstererek dava dışı bir şahsa sattıklarını, bu durumun anlaşılması üzerine müvekkili şirket hakkında vergi kaçağı nedeniyle açılan soruşturmada usulsüzlük cezası ödenmesine karar verildiğini, Vergi Dairesi’nin 05.02.2009 tarihinde ödeme emri gönderdiğini, 26.05.2009 tarihinde 16. 667,44 TL borcun ödendiğini, bu cezanın davalıların kötü yönetimi sonucu doğduğunu ileri sürerek, 16.667,44 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, birleşen davada ise aynı olaya dayalı olarak ödenmek zorunda kalınan vergi cezası 30.987,63 TL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, vergi cezasını doğuran olayın tarihinin 26.08.2003 tarihi olup Vergi Usul Kanunu'na göre bu cezanın zamanaşımı dolduktan sonra talep edildiğini, davacı şirketin zamanaşımına uğramış bir cezayı ödediğini, ödemeyip vergi mahkemesinde dava açması gerektiğini bu nedenle müvekkillerinden talepte bulunmayacağını, vergi cezasına sebep olan olayın 26.08.2003 tarihinde olduğunu, tebligatın ise 05.02.2009 tarihinde gönderildiğini, ödemenin de 26.05.2009 tarihinde yapıldığını, bu takdirde 31.12.2008 tarihinde zamanaşımına uğradığını, aynı zamanda TTK’nın 309. maddesi uyarınca da davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu satış işlemi 26.08.2003 tarihinde yapılmış ise de tarhiyat öncesi uzlaşma tutanağının Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Komisyonu tarafından düzenlenme tarihi 18.12.2008, tahakkuk tarihi ise 24.12.2008 tarihi olup TTK'nın 309/4. maddesinde öngörülen beş yıllık zamanaşımı süresinin 18.12.2008 tarihinden itibaren başladığının kabul edildiği, davalıların eylemleri nedeniyle davacı şirketin uğradığı zarar ve bu zarara davalıların sebebiyet verdiği hususu 18.12.2008 tarihli tutanak ile tespit olunduğu, asıl davanın ve birleşen davanın açıldığı tarih itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne, asıl davada 16.093,59 TL’nin birleşen davada 25.085,00 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Ancak asıl ve birleşen dava, davacı şirkete ait 3 adet taşınmazın davalıların yönetim kurulu üyesi oldukları dönemde satışı yapılırken değerinin tapuda düşük gösterildiğinin anlaşılması üzerine Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca davacı şirkete tahakkuk ettirilen vergi, tapu harcı, bunların gecikme faiz ve cezalarının davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir. Davacı şirkete ait taşınmazların tapuda satışı yapılırken değerinin düşük gösterildiği uyuşmazlık konusu değildir. VUK hükümleri uyarınca ve Dairemiz yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere (11. Hukuk Dairesi 25.06.2013 tarih, 2011/10442 Esas, 2013/13253 Karar sayılı ilamı) vergi aslı ve tapu harcının nihai sorumlusu her halükarda davacı şirkettir. Mahkemece 10.05.2012 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu vergi ve tapu harcının ödenmesine dair dekontlar incelendiğinde ödenen kalemler arasında stopaj vergisi ve tapu harcı yanında gecikme faizi ve cezası olduğu görülmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da davalıların sorumlu olduğu miktar belirlenirken herhangi bir ayrım yapılmadan usulsüzlük cezası, stopaj gelir vergisi, vergi ziyanı cezası, tapu harcı ve gecikme faizi kalemleri toplamı üzerinden hesap yapılmıştır. Yapılan açıklamalar ışığında mahkemece, dava konusu vergi aslı ve tapu harcından davacı şirketin sorumlu olacağı nazara alınmadan, dava konusu edilen alacak kalemlerinin niteliği üzerinde durulmadan asıl ve birleşen davanın yazılı gerekçeyle kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin asıl ve birleşen davalara yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl ve birleşen davaya yönelik kararın davalılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 26.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.