Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1464 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17902 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : IĞDIR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/02/2013NUMARASI : 2012/512-2013/158Taraflar arasında görülen davada Iğdır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15.02.2013 tarih ve 2012/512-2013/158 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin Iğdır PTT Merkez Müdürlüğü'ne başvurarak kendi adına ... nolu hesap açtırdığını, P.. M.. tarafından 2011 yılında müvekkiline PTT kart adı altında kart verdiğini, ancak davalı kurumun sehven müvekkilinin hesap numarasına ait olan kartı davadışı Ahmet oğlu M.. Ç..'a, Ahmet oğlu M.. Ç..'ın kartını ise müvekkiline verdiğini, kart üzerinde baba ismi ve T.C. kimlik numarası olmadığından müvekkilinin Ahmet oğlu M.. Ç..'a ait kart ve hesap numarası ile birçok işlem yaptığını, para çektiğini, para gönderdiğini, Ahmet oğlu M.. Ç.. aleyhine Elazığ 2. İcra Dairesi'nin 2005/3415 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını bu takip neticesinde Ahmet oğlu M.. Ç..'a ait olan ancak davalı kurumun hatası nedeniyle müvekkilinin uzun zamandır kullandığı ve kendisine ait olduğunu bildiği hesaba ve hesapta bulunan paraya alacaklı tarafından haciz konulduğunu, davalının hatası nedeniyle bir başkasının borcundan dolayı müvekkilinin zarar gördüğünden bahisle; davalı kurumun hatası nedeniyle davacının uğramış olduğu 14.985,00 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu olayda müvekkili kurumun herhangi bir kastının olmadığını, hatanın fark edilmesine müteakip durumun icra müdürlüğüne bildirildiğini, davacının bu aşamada mağduriyetinin giderildiğini savunarak, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına ve toplanan delillere göre, davacı tarafın öncelikle sebepsiz zenginleşen asıl borçludan talepte bulunmadan önce davalı kuruma yönelmek istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, ancak asıl borçludan alacağın tahsil edilememesi halinde oluşan zararın tahsili kusuru oranında davalı kurumdan talep edilebilir olduğu gerekçesiyle, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında PTT karta ilişkin sözleşme olup, davalı tarafından bu sözleşmeye aykırı olarak 3. şahsa ait PTT kartının davacıya verildiği ve bunun sonucunda 3. şahsa ait borç nedeniyle dava dışı alacaklı tarafından davacının hesabına icra takibi ile haciz uygulandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı, sözleşmeye aykırı davranarak zarar görmesine neden olan davalıdan zararının tahsilini talep edebilir. Davalı, haksız zenginleşen 3. şahısla birlikte mülga 818 sayılı BK’nın 51. maddesinde belirtilen eksik teselsül hükmüne göre sorumlu olduğundan, davacı, tek başına davalıya karşı dava açabileceğinden işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.