MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23.12.2010 tarih ve 2007/304-2010/897 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ...'e sattığı mal karşılığında keşidecisi davalı olan çekin verildiğini, çekin karşılığının keşideci ve dava dışı ciranta ... tarafından ödenmemesi üzerine icra takibi yapıldığını, ancak icra takibinde ...'e ulaşılamadığını, keşideci davalının da itiraz ettiğini, davalının müvekkiline sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği çek bedeli kadar borcu bulunduğunu ileri sürerek 6.625,00 TL alacağın 31/03/2006 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kendisine böyle bir dava açma hakkının olmadığını, temel borç ilişkisini kiminle kurmuş ise ona karşı dava açması gerektiğini, kendisinin davacıya borcu olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu çekin zamanaşımına uğradığı, davacının temel alacağa dayanmadığı, çek karşılığının ödendiğinin ispatının davalı tarafta olduğu ancak yazılı delil ile ispat edilemediği, sebepsiz zenginleşmenin meydana geldiği tarihten itibaren temerrüt faizi yürütülmesi gerektiği gerekçesiyle 6.625,00 TL nin 11.04.2006 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava, davalı keşideciye karşı çeke dayalı müracaat hakkını yitirmiş olan hamilin, 6762 sayılı TTK.'nın 730/14. maddesi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken, aynı Yasa'nın 644. maddesi uyarınca, keşideciye karşı açtığı alacağın tahsili istemine ilişkin olup, anılan Yasa hükmü uyarınca açılan işbu davanın dinlenebilmesi için ortada çek olarak geçerli bir kambiyo senedinin bulunması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davaya dayanak yapılan çekin, keşide tarihi 31.05.2006 olarak yazıldığı halde sonradan 31.03.2006 olarak değiştirilmiş ve bu değişiklik de paraf edilmemiştir. Dolayısıyla ortada görünüşte tahrif edilmiş bir senet bulunduğundan bu çeke istinaden dava açılması mümkün değildir. Bu itibarla mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazları ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edenlerden davalıya iadesine, 23.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.