Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14334 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12065 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 24/12/2012NUMARASI : 2011/546-2012/313Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24.12.2012 tarih ve 2011/546-2012/313 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı ile borcu üstlenen vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 23.09.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı I.Bank A.Ş vekili Av. İ. G., borcu üstlenen TMSF vekili Av. E.D. ve asli müdahiller vekili Av. F.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi B.Ş. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin miras bırakanı olan müteveffa H.B. tarafından davalı bankaya devrinden önce E.A.Ş'nin İ. İstanbul Şubesi'ne 20.000 USD yatırdığını, anılan paranın talimatı olmaksızın banka yetkililerince dava dışı kıyı bankasına aktarıldığını, daha sonra bu mevduatın bankanın hakim hissedarlarına usulsüz kredi vermek suretiyle tüketildiğini, müvekkilinin zarara uğratıldığını ileri sürerek, bu meblağın bankaya yatırıldığı tarihten itibaren yürütülecek faizi ile birlikte m??vekkiline ödenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, mudinin 2005 yılında vefat ettiği, diğer mirasçılar E. B. ve M. B.ın da davaya asli müdahil olarak katıldığı, uyuşmazlık konusu paranın 17.12.1999 vadeli döviz tevdiat hesabı açılarak yatırıldığı, aynı tarihte çekilerek davacı adına "off shore tahsil edilen" açıklaması ile hesap bakiyesinin sıfırlandığı ve bu paranın bankanın merkez şubesindeki ..USD-1 numaralı E. B. O. S. Ltd. hesabına aktarıldığı, davalı bankaca davacının parasını hesaben yurt dışına gönderilmiş gibi bir işleme tabi tutmak suretiyle E.bank Merkez Şubesi bünyesinde kalmasının sağlanmış olduğu, kıyı bankasına gönderilmiş gibi işleme tabi tutulan paranın aslında fiilen Kıbrıs'a gönderilmediği, davalı E. Bank A.Ş'nin hakim ortaklarına ait bir kısım şirketlere kredi verilmesi şeklinde aktarılmış olduğu, durumun ceza dosyası ile sabit bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 20.000.00 USD'nin 15.11.1999 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince yürütülecek yasal faizi ile birlikte 1/3'er miras payları oranında davalı adına borcu üstlenen TMSF'den alınıp davacı S.. Z.., davaya katılanlar E. B. ve M. B.'a verilmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı ile üstlenen vekili temyiz etmiştir.1-Dava, banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir.Uyuşmazlığa konu hesabın davacının mirasbırakanı H. B.'a ait bulunduğu, dosyaya ibraz edilen veraset ilamına göre anılan kişinin hesabın açılmasından sonra 24.07.2005 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı ile sonradan payları oranında davaya katılan M. B. ve E. B.ı bıraktığı, davacının, davasını doğrudan hesabın tamamına ilişkin açmadığı, kendi payı olduğunu ileri sürdüğü hesabın 1/3 oranına tekabül eden miktara yönelik açtığı, bu miktar üzerinden harç yatırdığı, yargılama sırasında da diğer mirasçıların hesabın bakiye kısmına yönelik harç yatırarak davaya dahil olduğu hususları uyuşmazlık konusu değildir. Ancak, mevduat hesabı davacının ve yargılamaya katılanların mirasbırakanı H. B. adına olup, bu kişinin ölmesiyle terekesine dahil olmuştur. Mirasçılar, terekeye dahil bu hesap üzerinde iştirak halinde maliktirler. İştirak halinde mülkiyette mülkiyet hakkının tümü aynı anda birden fazla kişiye aittir. İştirak halinde mülkiyette paydaşlar, haklarını ve özellikle ortak mal üzerindeki tasarruf yetkilerini oy birliği ile verecekleri karara göre kullanabilirler. Dava açılması da bu anlamda önemli bir hukuki tasarruf niteliğinde olacağından, paydaşların hep birlikte hareketini zorunlu kılmaktadır. Mirasçılardan birinin terekedeki mal ve haklara ilişkin olarak yalnızca kendi payı oranında dava açması halinde, böyle bir davanın dinlenebilirliği bulunmamaktadır.Bu durum karşısında, uyuşmazlığa konu hesabın iştirak halinde mülkiyete konu olduğu, hak sahiplerinden birinin kendi payına ilişkin açtığı davanın dinlenemeyeceği, esasen asli müdahale koşullarının da bulunmadığı dikkate alınıp, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı ve üstlenen vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ve üstlenen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı ve üstlenen yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ve borcu üstlenen TMSF'ye verilmesine, 23.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.