MAHKEMESİ : İSTANBUL 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2012/139-2013/294Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/12/2013 tarih ve 2012/139-2013/294 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 30 yılı aşkın bir süredir "V." ibaresini ticaret unvanı olarak kullandığını, "V. Önemli Kişilerin Acentası" ibareli markalarının bulunduğunu, aynı alanda faaliyet gösteren davalının da "V. Turkey Turizm ve Dan. Tic. Ltd. Şti" unvanını kullanırken müvekkilinin ihtarı üzerine unvanını "T. Turkey Turizm ve Dan. Tic. Ltd. Şti" olarak değiştirdiğini, bu haliyle dahi davalı unvanının müvekkili unvanına tecavüz oluşturduğunu, iltibasa ve davalı lehine haksız rekabete sebep verdiğini ileri sürerek davalı şirketin haksız rekabet yoluyla müvekkili unvanına ve tescilli markasına vaki tecavüzün tespitine ve men'ine, davalıya ait "T. Turkey Turizm ve Dan. Tic. Ltd. Şti" ticaret unvanının sicilden terkinine, bu unvandaki V. ibaresinin kaldırlmasına, şimdilik, 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline, davalı şirketin kullandığı her türlü kırtasiye, yazılı evrak vs. ürünlerden 'V.' kelimesinin silinmesine ve imhasına, "V." ibaresi içeren bir davalı markasının ortaya çıkması halinde hükümsüzlüğüne kararın ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin unvan karışıklığına sebebiyet vermemek için 20.03.2012 tarihinde unvanını "T. Turkey Turizm ve Dan. Tic. Ltd. Şti" olarak değiştirdiğini, "T." ibaresini marka olarka da tescil ettirdiğini, "v." ibaresinin ayırdediciliğinin bulunmadığını, hizmet verdiği kişi ve kuruluşların öneminden hareketle bu ibarenin kullanıldığını, haksız rekabet şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava dilekçesi ekinde delil sunulmadığı, sadece davacı vekilince davalıya gönderilen ihtarname fotokopisinin bulunduğu, ön inceleme safhasında düzenlenen tensip tutanağında taraflara delillerinin sunulması hususunda süre verildiği, ön inceleme duruşma günü tensip tutanağında da, gerekli hazırlıkların yapılması hususunda karar oluşturulduğu, duruşmanın 3 nolu ara kararında da, davalının fiilleri ile ilgili tüm delillerin iki hafta içerisinde sunulması hususunda ara karar tesis edildiği, 10.09.2013 tarihli oturumda da bu kez delillerini sunmak üzere kesin süre verilmiş olmasına rağmen, değerlendirmeye esas alınacak her hangi bir delil ibraz edilmediği, bu halde de, davacının iddialarını kanıtlayamadığı gibi, davalının "T." ibareli kullanımı söz konusu olsa dahi bu kullanımını dava tarihi itibariyle mevcut olan marka başvurusu doğrultusunda yapmış kabul edileceği, başvuru kapsamı dışında fiilinin kanıtlanamadığı, unvan kullanımının da Ticaret Sicil Memurluğundaki tescil doğrultusunda olduğu, aksinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Davacı vekili, davalı şirket unvanında yer alan "t." sözcüğünün müvekkilinin daha önce tescil ettirdiği "V." esas unsurlu unvanına tecavüz ettiğini, iltibas tehlikesinin bulunduğunu ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek tecavüzün tespit ve men'ini, 6762 sayılı TTK'nın 54'üncü maddesi uyarınca davalı ticaret unvanının terkinini ve manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, davalının dava tarihinden önce başvurusunu yaptığı ve yargılama esnasında da tescilini sağladığı markasına dayanarak "T." ibaresini kullandığı, başvuru kapsamı dışında bir fiilinin kanıtlanamadığı, kullanımın Ticaret Sicil Memurluğundaki tescil doğrultusunda olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı tarafça daha önceki tarihte tescil ettirdiği "v." asıl unsurlu ticaret unvanı nedeniyle "t." kılavuz sözcüğünün yer aldığı davalı ticaret unvanının haksız ve kanuna aykırı olarak tescil olduğundan bahisle anılan sözcüğün davalı unvanından terkinini istediğine göre; uyuşmazlığın yukarıda bahsedilen 6762 sayılı TTK'nın 54'üncü maddesi çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken anılan hususta herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.