MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/09/2014tarih ve 2014/868 - 2014/915 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Almanya .... Eyalet Mahkemesi tarafından verilen 21.08.2008 tarih ve 18 U 89/07 sayılı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın tanıma ve yargılama giderlerine ilişkin masraf tayini ile ilgili kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, MÖHUK'un 54. maddesinde düzenlenen tenfiz şartlarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar vermiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Anayasanın 36. maddesi hükmü uyarınca, kanunun gösterdiği istisnalar dışında hakim, her iki tarafı dinlemedikçe veyahut sav ve savunmalarını bildirmeleri için yasal şekillere uygun olarak davet etmedikçe karar veremez. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca da, davanın tarafları hukuki dinlenilme hakkına sahiptir. Bu hak, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını ve mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini kapsar. Somut olayda, her ne kadar kararın verildiği ilk celsede davalı vekili cevap dilekçesini tekrar ettiğini belirtmişse de, dosyada dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğine dair bir kayıt bulunmadığı gibi davalı tarafça verilmiş bir cevap dilekçesi de bulunmamaktadır. Davalı vekilinin beyanı seri dosyaların duruşmaları sırasında maddi hataya dayalı bir beyan olduğundan davalı vekilinin savunma yaptığı kabul edilemez. Bu durumda, davalı vekiline dava dilekçesinin tebliği ile usulünce savunma hakkı tanınarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirtiğinden, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.