MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 19/04/2012NUMARASI : 2011/68-2012/220Taraflar arasında görülen davada Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.04.2012 tarih ve 2011/68-2012/220 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.01.2014 günü hazır bulunan davalı vekili Av. S. B. ile davacı vekili Av. K.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka şubesi nezdinde ... numaralı Euro cinsinden döviz tevdiat hesabı bulunduğunu, bu hesaptan dava dışı A. G. tarafından düzenlenmiş sahte talimatlara istinaden muhtelif tarihlerde toplam 35.500 Euro ödeme yapıldığını,sahte talimatları düzenleyen şahsın bu eylemleri nedeniyle Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/79 esas sayılı dosyasında yargılanarak mahkum edildiğini ve mahkeme kararının Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini,davalı bankanın yüksek tutarlı ödemeler yapıyor olmasına rağmen ödeme talimatlarındaki imzaları incelemediğini ve sorumlu davranmadığını, müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkiline ait banka hesabından sahte talimatlarla ve 6 ayrı işlemle ödenen toplam 35.500 Euro’nun ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek vadeli döviz faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, zararın davacı ile çalışanı arasındaki ilişki nedeniyle doğduğunu, müvekkiline bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini, yetkisiz temsile izin verilmiş olmasının işlemlere icazet anlamını taşıdığını, işlemlerin davacının talimat ve bilgisi dahilinde yapıldığını, dava dışı A. G.'in şirket kaşelerini ve şirkete ait çek koçanlarını uhdesinde bulundurmasının davacının güven ve işbirliğini gösterdiğini, bahsi geçen işlemlerin davacının defter ve kayıtlarına intikal edip etmediğinin de anlaşılması bakımından bu kayıtların da incelenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma,toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların ilişkisinin 17/06/2005 tarihinde başladığı, davacı şirketin ticaret sicil kayıtları, temsil ve ilzama yetkili kişiye ait imza sirküleri ve kimlik bilgileri gibi gerekli detayların davalı banka nezdinde mevcut olduğu, dava konusu yapılan ödemelerin 07/02/2006 tarihli 10.000 Euro tutarlı, 20/02/2006 tarih 10.000 Euro tutarlı, 20/04/2006 tarihli 2.000 Euro tutarlı, 01/05/2006 tarihli 10.000 Euro tutarlı, 01/05/2006 tarihli 2.500 Euro tutarlı ve 02/05/2006 tarihli 1.000 Euro tutarlı ödemeler olduğu, dava konusu edilen 6 adet ödemenin dayanağını oluşturan yazılı talimatların ceza yargılaması aşamasında kaligrafik incelemeye konu edildiği, bu inceleme sonucunda talimattaki yazıların ve şirket kaşesi üstüne atılan imzanın dava dışı A. G.'in eli mahsulü olduğunun ve talimattaki tatbiki imzalar ile bankanın ödeme dekontlarındaki imzanın ise, A. D.'a ait olduğunun kesinlik kazandığı, sahte talimat mektuplarının yazıp imzalandığı ve bankadan çekilen tutarların da A. G.'e teslim edildiği hususlarının bu şahısların ikrar ve itiraflarıyla kesinlik kazandığı, bankaca yapılan ödemelerin ödeme talimatına sevk kaydı koyan "Özlem" adlı banka yetkilisinin talimatı üzerine yapıldığı, bu sevkleri yapan yetkilinin de imza incelemesi yapmadığı hususunun soruşturma safhasında alınan ifadelerle sabit olduğu, sevk içermeyen ödemelerinde genel bir alışkanlıkla, şirketin para çekmeye gelen görevlisinin tanınıyor olması sebebiyle yapıldığının da ifadelerde yer aldığı ve davalı bankanın dava konusu ödemeleri yaparken gerekli denetimi yapmadığı ve sahte talimatlarla yapılan ödemelerden kaynaklanan davacı zararından sorumlu bulunduğu, hesap sahibinin müterafık kusurlu sayılmasını gerektirir bir delil de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 35.500 Euro alacağın temerrüt tarihi olan 02/03/2010 tarihinden itibaren Devlet Bankalarınca Euro cinsinden bir yıl vadeli döviz tevdiat hesabına uygulanan değişen oranlardaki en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre,davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava,davacı şirkete ait mevduat hesabındaki paranın davalı banka tarafından yanlış kişiye ödenmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.Davanın halli esas itibariyle davacıya ait hesapta bulunan tüm paranın yanlış kişiye ödenmesi nedeniyle doğan zararda tarafların sorumluluklarına ilişkindir. Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık sıfatıyla yargılanan ve mahkum olan A. G., davacı şirkette çalışan olup, ceza dosyasından da anlaşıldığı üzere kendi el yazısı ve imzası ile şirket kaşeli olarak düzenlediği talimatları yine davacı şirket çalışanı A. D.’a verip davalı bankadan 6 ayrı işlemle toplam 35.000 Euro çekmiştir. Davacı şirketi münferiden temsile yetkili F. T. ceza dosyasındaki beyanında A. G. ile birlikte 2000-2001 yılları arasında çalıştıklarını, kendisinin hasta olması nedeniyle sık sık işe gelemediğini, A. G.’e çok güvendiğini, Hediyelik dükkan işini bu şahsa verip araç tahsis ettiğini, ancak güvenmekle hata ettiğini beyan etmiştir. Bu durumda davacı da kötü çalışan seçerek zararın meydana gelmesine katkıda bulunmuştur. Bu itibarla Mülga 818 sayılı BK.nun 98/2 nci maddesi yollaması ile aynı Yasanın 44. maddesi hükmü uyarınca zararın oluşumunda davacının da kusuru bulunmaktadır. Ancak, tacir sıfatını haiz ve bir güven kurumu olan bankanın da mudilerinden topladığı para ve diğer menkul değerleri saklama, işletme, iade ve ödemede gerekli dikkat ve özeni göstermekle sorumludur. Banka çalışanı şirket temsilcisinin imzası ile A. G.’nin imzası arasındaki açık farka ve bu şahsın para çekme konusunda yetkisinin bulunmamasına rağmen davacıya ait hesaptaki paraları 6 ayrı işlemle ödemiştir. Buna göre mahkemece yeniden bilirkişi raporu alınarak olayda davacının müterafik kusuru ile davalı bankanın kusur oranlarının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı bankanın tamamen kusurlu görülmesi doğru olmadığından kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.