Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14106 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16772 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 46. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 28/01/2013NUMARASI : 2009/271-2013/10Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 46. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/01/2013 tarih ve 2009/271-2013/10 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı ve davalı Arçelik A.Ş. vekillerince istenmiş olup, duruşma için belirlenen 16/09/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av.A.Be.ile davalı vekili Av. M.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi A. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili müvekkili ile B.(G.) A.Ş ile yetkili servis sözleşmesi imzaladığı, 2006 yılı başlarında davalı A. yetkili servisi olarak faaliyet gösterecekleri ve buna göre hazırlık yapmalarının bildirildiği, personel, araç gereç yenilenmesi gerekirse yeni yer tutulmasının istenmesi nedeniyle, davacının istenileni yaptığı ve davalı Arçelik ile çalışmaya başladıktan aylar sonra her servis ile sözleşme imzalanmayacağı, kendi belirleyecekleri servislerle sözleşme imzalanacağının belirtildiği, davalı Arçelik'in, davacının da içinde bulunduğu bir grup ile sözleşmeyi yazılı hale getirmeyeceğini belirterek ilişkileri kestiği, servis hizmetlerine engel olduğu bir yandan da gereksiz birleşmelere ve harcamalara zorlayarak pes ettirmeye çalıştığı, bütün servis ağının servislerin aleyhine, Beko tarafından Arçelik'e satıldığı, davalıların sözleşmeye ve hukuka aykırı davranışlarından kaynaklanan zararlardan sorumlu oldukları bildirilerek, yapılan yatırım bedelleri, mahrum kalınan gelir, vergi ve SSK borçları nedeniyle, 8.000-TL maddi ve 10.000-TL manevi tazminatın ihtar tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istemiş, 14/12/2012 günlü ıslah dilekçesiyle 48 aylık süreye tekabül eden yoksun kalınan kar miktarını olan 70.046,00 TL tazminatın ihtarname tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı A. vekili G. A.Ş. ile A. A.Ş.nin birleşmesinin 29.06.2009 tarihinde yapılan genel kurulda kabul edildiği, külli halefiyet gereği, G A.Ş.nin tüm hak ve borçlarının A. A.Ş tarafından üstlenildiği, davacıya uzun vadeli sözleşme ilişkisi içine girildiğinin bildirilmediği, kendisinden belirli bir konsepte hazırlık yapmasının, personel, araç gereç yenilemesi, yeni araç alması, yeni yer tutmasının istenmediği, zorunlu olarak yapılan masraf ve mahrum kalınan gelir taleplerinin dayanaksız olduğu, davacının servis sözleşmesini layıkıyla yürütemediği dönemde sözleşmesinin feshini istediği, davacının elindeki yedek parça stoklarının mutabık kalınan fatura fiyatları üzerinden geri alınarak, yetkili servis sözleşme ilişkisinin sona erdirildiği bildirilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma,dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre 01/11/2004 tarihli yetkili servis sözleşmesinin davalı tarafça haklı neden olmaksızın feshedildiği, davacı tarafından mahrum kalınan karın talep edilebileceği ve aylık ortalama mahrum kalınan karın 1.400,92 TL olduğu, davalının sözleşmenin feshinden itibaren benzer koşullara göre iç düzeni oluşturmak için gerekli sürenin en çok 1 yıl olacağı davacının geçmiş yıllar ortalamasına göre sözleşmenin haksız feshinden ötürü bilirkişice belirlenmiş bulunan 1.400,92 TL'lik aylık yoksun kaldığı kar miktarının 12 ile çarpılması sonucunda 16.811,04 TL'lik yoksun kaldığı karın davalıdan tahsilini talep edebileceği, diğer tazminat taleplerinin de fazlaya ilişkin yoksun kalınan kara yönelik tazminat istemlerinin reddi gerektiği gerekçeleriyle davalı B.-G. A.Ş hakkında açılan davanın bu şirketin Arçelik A.Ş. ile birleşmesi ile sona erdiğinden pasif dava ehliyeti kalmadığından iş bu davalı hakkında karar tesisine yer olmadığına,davacının asıl ve ıslahla açtığı maddi tazminat davasının, ksmen kabulü ile 16.811,04 TL yoksun kalınan kara ilişkin maddi tazminatın ilk davanın açıldığı tarih olan 15/06/2009 tarihinden itibaren davalıdan avans faiz oranını geçmemek üzere değişen oranda reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.Karar davacı ve davalı Arçelik A.Ş vekillerince temyiz edilmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, temyiz eden taraflar vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, yetkili servis sözleşmesinin davalı A. tarafından haksız olarak feshi nedeniyle uğranılan zararların tazmini istemine ilişkindir. Davacının, davalı A. ile birleşerek tüzel kişiliği ortadan kalkan B.-G. şirketinin yetkili servisi olarak çalışırken bu şirketin davalı A. A.Ş'ye devri sonrasında bir süre fiili olarak davalı A.'in servisi olarak hizmet verdiği, ancak A. tarafından sebepsiz olarak servis sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle davacının zarara uğradığı, sözleşmenin haksız olarak feshi nedeniyle uğradığı müspet zarar kapsamındaki kazanç kaybı zararını isteyebileceği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece davacının uğradığı bu zararla ilgili olarak yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bu konuda yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu yeterli bulunmamaktadır. Davada öncelikle çözümü gereken yön, taraflar arasında belirsiz süreli ve sözlü olarak yapılan servis sözleşmesinin haksız feshi halinde kazanç kaybına ilişkin zararın hesabının hangi süre için yapılacağı ve hesaplama yöntemine ilişkindir.Bu hususların tespitinin ise özel bilgiyi ve uzmanlığı gerektirmesi nedeniyle bu alanda görüşüne başvurulan kişinin davaya konu uyuşmazlıkla ilgili olarak bilgi ve deneyim sahibi olması gerekmektedir. Oysaki mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişiler arasında ilgili sektörden bir bilirkişi bulunmadığı gibi verilen rapor da hüküm kurmaya elverişli değildir..Bu itibarla mahkemece, aralarında sektörden bir uzmanın da yer alacağı yeni bir bilirkişi kurulundan davaya konu yetkili servis sözleşmesinin feshi halinde öncelikle davacının emsal bir iş bulup bulamayacağının tespit edilmesi, bulabileceğinin kabul edilmesi halinde hangi sürede bulabileceğinin belirlenerek, belirlenecek makul süre için kazanç kaybı zararının hesaplanması; bulamayacağının kabul edilmesi halinde ise bu durumda da ne kadarlık bir süre için söz konusu zararı isteyebileceğinin belirlenmesi, sonrasında ise belirlenen bu sürede özel servis olarak çalışması halinde elde edebileceği kazanç ile davalının yetkili servisi olarak çalışması halinde elde edebileceği kazancın tespit edilerek, davalının yetkili servisi olarak çalışması halinde kazancının daha fazla olacağının anlaşılması halinde özel servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktarın yetkili servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktardan mahsubunun yapılarak aradaki kazanç farkının davacının uğradığı kazanç kaybına ilişkin zarar olarak hüküm altına alınması gerekirken, yetersiz bilirkişi incelemesine dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle taraflar yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden taraflar vekillerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın taraflar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 19/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.