Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1410 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10209 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 18. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/03/2012NUMARASI : 2007/294-2012/122Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/03/2012 tarih ve 2007/294-2012/122 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21/01/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av.Hülya C. D. ile davalılar vekili Av. E.. B.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Döndü Deniz Bilir tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Üsküdar, H. M. Caddesi No... adresinde bulunan işyerine müvekkili şirket tarafından işyeri paket sigorta poliçesi yapıldığını, dükkana ait tesisat tarafındaki vananın döküm demir kısmının kırılması nedeniyle akan sular nedeniyle işyerinin hasarlandığını, hasara uğrayan telefon ve aksesuarların hasarlı olarak edebileceği 11,410 TL sovdaj değeri üzerinden sigortalıya bırakılması sonucu sigortalıya 25.610 TL sigorta tazminatının 20/08/2007 tarihinde ödendiğini ileri sürerek 25.610 TL'nin ödeme tarihi olan 20/08/2007 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sigortalının olay tarihinde kiracı olmadığını, müvekkilinin su saati ve iş yerinin diğer tesisatlarını sağlam bir şekilde kiracıya teslim ettiğini, meydana gelen zararın tamamen kiracının kullanımından kaynaklandığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma,toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıdan kiralanmış bulunan dava konusu taşınmazda meydana gelen su basması sonucunda sigorta edilen eşyanın hasar gördüğü, kullanılamaz hale geldiği, meydana gelen su basmasının dükkan içindeki su tesisatına ait vananın ayrılması/kırılması sonucu meydana geldiği, dükkanın tesisatının bakımının yapılmasının kiralayan malike ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 25.610,00 TL nin 20/08/2007 tarihi itibariyle yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, İşyeri Paket Sigorta Sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davalılar, davacının sigortalısı Z. T.’in eski kiracı olup olay tarihi 24.7.2007’de kiracı olmadığını, işyerinde dava dışı A. İletişim Ltd. Şti.nin 25.03.2007 tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık öncelikle riziko tarihinde davacının sigortalısının davaya konu işyerinde kiracı olup olmadığı noktasındadır. Mahkemece bu yönde bir takım araştırmalar yapılmış ise de, alınan bilirkişi raporlarında sigortalının kiracı olduğu yönünde kesin tesbit olmadığı gibi mahkeme gerekçesinde de bu konuda bir değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca davalılar vekili, dava dışı sigortalı Z. T. imzalı olduğu belirtilen İbraname başlıklı belge sunarak sigortalının olaydan önce kiracılık ilişkisinin bitiğini savunmuş, davacı vekili de belgedeki imzanın sigortalıya ait olmadığını ve delillerin ibrazından sonra sunulduğunu ileri sürerek delil olarak esas alınmasına rıza göstermediklerini beyan etmiştir. Ancak anılan delil kiracılık sıfatının belirlenmesinde önemli olup, davacı sigorta şirketinin aktif dava ehliyetini etkilemektedir. Bu nedenle davanın her aşamasında mahkemece dikkate alınması mümkündür. Bu itibarla mahkemece dosyada bulunan tüm deliller değerlendirilip, gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılıp davacının sigortalısının olay tarihinde davalıların murisine ait işyerinde kiracı olup olmadığının dolayısıyla davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının tesbit edilmesi ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davalılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.2- Bozma sebep ve şekline göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.3- Kabule göre de, uyuşmazlık konusu yer işyeri olduğundan davacının avans faizi talep etmesinde bir usulsüzlük bulunmaması nedeniyle mahkemece talep gibi avans faizine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yasal faize karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelnmesine şimdilik yer olmadığına, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacı ile davalılara iadesine, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin herbir yandan alınarak yekdiğerine verilmesine, 23/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.