MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Mahkemesi’nce verilen 25/12/2014 tarih ve 2013/54-2014/293 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, "..." markasının müvekkili adına tescilli olduğunu, uzun yıllar bu marka altında ticaretle iştigal ettiğini, davalının 06.06.2011 tarihinde "..." unvanıyla kurulduğunu, "..." ibaresini kullanmasının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, şimdilik 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin unvanını soyadından aldığını, unvanı aşar şekilde bir kullanımının bulunmadığını, tarafların farklı malları sattığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kök ve ek raporları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı markasının tescilli olduğu emtialar ile davalının iştigal konusunun benzerlik gösterdiği, "..." ibaresini kullanma hakkının davacı şirkete ait olduğu, davalının işyerini gösteren fotoğrafta, dükkanın giriş kapısının üst kısmında ışıklandırılmış panoda "..." yazıldığı, tüketiciler tarafından işyerleri arasında irtibat olduğunun düşünüleceği, ...-Ümit ... ibaresi davalıya tescilli ise de, davalının unvanını ancak ticaret unvanının kullanıldığı yerlerde ve şekilde kullanabileceği, fotoğraftaki kullanımın ticaret sicilindeki tescilli şekliyle olmadığı, maddi tazminata esas alınacak bir miktarın tespit edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davalının davacı adına tescilli “...” ibaresini markasal olarak kullanmak suretiyle davacının markasına tecavüzde ve haksız rekabette bulunduğunun tespiti ile men ve ref'ine, maddi tazminat talebinin reddine, takdiren 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, her ne kadar maddi tazminata esas alınacak bir miktarın tespit edilemediği gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmişse de, davalının eyleminin marka hakkına tecavüz oluşturduğu mahkemece kabul edildiğine göre, davalının bu tecavüzünün her halükârda davacının sahip olduğu pazar payına olumsuz etkisinin bulunacağı nazara alınarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 57. maddeleri uyarınca uygun bir maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 108,92 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.