MAHKEMESİ : İZMİR(KAPATILAN) 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 30/01/2014NUMARASI : 2013/86-2014/29Taraflar arasında görülen davada İzmir(Kapatılan) 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/01/2014 tarih ve 2013/86-2014/29 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi R. T.tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 20-27.10.2012 tarihleri arasında sürecek olan paket tur seyahati için dava dışı H. Center Tatu Turizm ve Tekstil Tic. Ltd. Şti. ile tüm seyahat harcamaları dahil 800,00 Euro karşılığı anlaştığını ve tur bedelinin tamamını ödediğini ancak, günü geldiğinde şirketin faaliyetini durdurup tasfiye sürecine girdiği gerekçesiyle seyahatin iptal edildiğinin bildirildiğini, müvekkilinin iptal edilen seyahat bedelini davalıdan talep ettiğini, davalı tarafından ise talebin reddedildiğini ileri sürerek, 800,00 Euro tur bedelinin ödeme tarihi olan 8.10.2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/A maddesine göre yürütülecek faiziyle birlikte Euro olarak veya ödeme tarihindeki kur üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, görev itirazında bulunmuş, poliçede belirtilen acentanın iflası şartının acente hakkında verilen bir iflas kararı olmaması nedeniyle gerçekleşmediğini, dava konusu olay nedeniyle sigorta şirketinin acentesi konumundaki müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı seyahat şirketinin taahhüt ettiği seyahati gerçekleştiremediği, şirket tarafından açılan iflas davasının reddine karar verildiği, dava konusu poliçeni 1612 sayılı Yasanın 12. maddesinde tanımlanan zorunlu sorumluluk sigortası olmaması nedeniyle sigorta şirketinin yalnızca sözleşme kapsamına alınmış rizikoların gerçekleşmesinden doğan zararları tazmin etmekle yükümlü olduğu, sigorta sözleşmesinin 22. maddesinde; sigortalının paket tur kapsamında seyahat acentesi vasıtasıyla yapacağı seyahat ve konaklamalarda ve sigortalının bedelini ödemiş olması kaydıyla; acentenin iflas etmesi ve iflasın kanunen yetkili mercilerce ilamı, acentenin seyahatle ilgili olarak hizmet aldığı üçüncü kişilerden kaynaklanan nedenlerle hizmeti verememesi, yahut taahhüt ettiği şekilde yerine getirememesi, acentenin kamu görevi nedeniyle kamu otoritesince faaliyetlerin durdurulması halleri hariç, grev, lokavt, halk hareketleri ve kötü niyetli hareketler sonucu hizmet verememesinin mümkün olmaması halinde, paket turun gerçekleşmemesi durumunda paket tur bedelini aşmamak kaydıyla sigortalının zararı işbu kloz kapsamında, acentenin hizmet kusuru oranında tazmin edeceğinin düzenlendiği, poliçede bu üç halin dışındaki "yahut acentenin kusuruyla taahhüt ettiği şekilde yerine getirememesi " halinde paket tur bedelini aşmamak kaydıyla sigortalının zararının işbu kloz kapsamında, acentenin hizmet kusuru oranında tazmin edilir ifadesinin paket turun hiç yapılmaması halinde değil, gereği ve taahhüt edilir şekilde yapılamaması halini kapsadığı, bu durumda poliçede seyahat acentesinin hizmet kusurunun anılan 22. maddeki paket turun hiç gerçekleşmemesi halinin teminat altına alınmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, paket tur sözleşmesi uyarınca ödenen tur bedelinin, seyahatin iptali nedeniyle sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlendiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece dosya sunulan sigorta poliçesinin 22. maddesi dayanak yapılarak talebin teminat kapsamında olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, işbu poliçede 22. maddenin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece sigorta şirketinden poliçenin tüm genel ve özel şartları ile birlikte tamamının getirtilerek ve gerekirse de bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.