MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 05/05/2014NUMARASI : 2013/162-2014/133Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/05/2014 tarih ve 2013/162-2014/133 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin banka hesabından talebi olmadığı halde iki kez sahte talimatlar ile 2 koçan halinde toplam 20 yapraklı çek karnesi alınarak ve bu çeklere sahte imzalar atılarak, çeklerin kullanıldığını ve toplam 159.000,00.-TL tutarında paranın davacının hesabından çekildiğini, hakkında Bursa 3.Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/323 esas 2012/370 karar sayılı dosyasında yargılama yapılan sanık İ.H. A.'ün resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından cezalandırıldığını ileri sürerek kullanılan ve bedeli tahsil edilen çeklerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek T.C.Merkez Bankası reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini,davalının ikametgahının İstanbul olduğunu ve ayrıca taraflar arasındaki yetki sözleşmesi uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğu belirtilerek yetki itirazında ve ayrıca zamanaşımı itirazında bulunduklarını, Bursa 3.Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2008/323 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği, davanın çekte imzası bulunan diğer cirantalara yöneltilmesi gerektiğinden davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar 19/11/2013 tarihli oturumun 4 nolu ara kararı ile davalının yetki itirazının reddine karar verilmiş ise de, bu karar ara karar mahiyetinde olup,bu ara karardan her zaman dönülebileceğinden bu ara karardan rücu edilerek davalının yetki itirazının kabulü ile HMK 17 ve 448 maddeleri uyarınca mahkemenin yetkisizliğine, talep edilmesi halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, davacı şirkete ait çeklerin sahte imzalarla düzenlenmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece taraflar arasındaki sözleşmede yetki şartı bulunduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.Ancak, davalının yetki itirazı üzerine, davacı yargılamanın her aşamasında sunduğu dilekçeler ile davalı bankadan çek karnesi talebi olmadığı gibi banka tarafından ibraz edilen belgelerdeki imzaların hiçbirinin de kendisine ait olmadığını, bu nedenle yetki şartının kendisini bağlamayacağını beyan etmiştir. Tüm belgelerdeki imzaları inkar eden davacıdan yetki şartının da yer aldığı 19/12/2007 tarihli genel kredi sözleşmesindeki imzalar konusunda kendisine ait olup olmadığına yönelik açıklama istenmeksizin ve yetki şartını düzenleyen sözleşmenin de sahte imzalarla kurulup kurulmadığı açıklığa kavuşturulmaksızın yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.