MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 51. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 09/07/2013NUMARASI : 2010/548-2013/194Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 51. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/07/2013 tarih ve 2010/548-2013/194 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve temlik alanlar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Münüse tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin ABD'den satın almış olduğu mısır DDGS yükünün satıcısı tarafından .................. gemisine yüklendiğini, geminin Bandırma limanında yükü tahliye ettiğini, yükte meydana gelen hasar ve eksik teslime bağlı zarar miktarı tam olarak belli olmadığından, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.413.468,92 USD üzerinden dava açtıklarını, TTK 1061 ve devamı maddelerine göre taşıyanın meydana gelen zararı tazmin ile yükümlü olduğunu, TTK'nın 1235. maddesinin 7. fıkrası hükmü gereğince müvekkilinin taşıma sırasında yükte meydana gelen hasara ve buna bağlı olarak oluşan zararlar sebebiyle gemi alacaklısı hakkına sahip olduğunu, bu nedenle TTK 1236. Madde hükmüne göre müvekkili şirketin gemi üzerinde kanuni rehin hakkının bulunduğunu, 2010/90 D.iş dosyasında mahkemece tedbir talebinin kabul edildiğini ve ihtiyati tedbir kararı verilerek davalıya ait geminin seferden men edildiğini belirterek .................... isimli gemide eksiklik ve hasar sonucu oluşan 3.413.468,92 USD zararın aylık %6 oranında işleyecek faizi ile birlikte ödenmesinin hüküm altına alınmasını, ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamını, Bandırma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/90 D.İş sayılı dosyası ve içindeki teminat mektubunun esas dava dosyası içine alınmasını, davacının gemi alacaklısı hakkına sahip olduğu ve gemi üzerinde rehin hakkı tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, ıslah dilekçesi ile gerçek zarar miktarının ancak hasarlı yükün satışından sonra belli olduğunu, bu nedenle dava değerinin 3.413.468,92 ABD dolarından 470.000,00 ABD dolarına düşürülmesini talep etmiştir. Alacağı kısmen temlik alan vekilleri; sigortalı emtiada meydana gelen hasarın sigorta poliçesinde belirtilen oranındaki sorumluluk miktarına isabet eden hasar tazminatlarının davacı A. Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş'ye ödendiğini, tazminatın ödenmesi nedeniyle poliçe şartlarına ve TTK'nın 1361. maddesi gereğince müvekkillerinin sigortalısının haklarına halef olduğunu, davacının dava açarak talep ettiği tazminat miktarının hasar tazminatı olarak ödenenen kısımlarının müvekkili şirketlere temlik ettiğini belirterek davanın kabulü ile ihtiyati tedbir kararının devamını, 2010/90 D.İş sayılı dosyadaki teminat mektubunun mahkeme dosyasına kaydırılmasını, gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tesisine karar verilmesini ayrı ayrı talep ve dava etmişlerdir.Davalı vekili, konişmentoya göre söz konusu bir ihtilafın doğması halinde uyuşmazlıkta Londra hakem kurulunun görevli olduğunun belirtildiğini, taşımaya ilişkin 27/08/2010 tarihli konişmentonun Tahkim başlıklı 8. maddesinde bu konişmentoya ilişkin bütün taleplerin Londra'da hakem huzurunda İngiliz Hukuku uygulanmak suretiyle çözüleceğini, mahkemenin görev ve yetkisine itiraz ettiklerini, belirterek davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; TTK'nın 1110. maddesi hükmüne göre taşıyan olan davalı ile gönderilen olan davacı arasındaki hukuki ilişkide konişmento esas tutulacağından konişmentonun arka yüzündeki sözleşme şartlarının 8. Maddesi ile kararlaştırılan tahkim şartının geçerli ve bağlayıcı olduğu, tamamı aynı zamanda deniz alacağı olan 6102 sayılı TTK 1320. maddesindeki gemi alacaklarını da kapsayan deniz alacaklarında esas hakkında yetkili mahkemeyi düzenleyen TTK 1359. maddesinde "deniz alacağının esasına ilişkin olarak yapılmış bir yetki veya tahkim sözleşmesi yoksa" açılacak dava hakkında ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetkili olduğuna dair hükmü ile deniz alacakları hakkında ihtiyati haciz kararı bakımından yetkili olan mahkemenin esas hakkında deniz alacağına ilişkin olarak yapılmış bir yetki veya tahkim sözleşmesi yoksa dava hakkında da yetkili olacağı açık şekilde düzenlenmiş; 6762 sayılı Yasa uygulaması yönünden de doğuşu, varlığı ve son bulması asıl alacağa bağlı, esas alacaktan bağımsız olarak ileri sürülemeyecek olan fer'i nitelikteki kanuni rehin hakkı tanınması talebinin asıl alacak yönünden alacağın var olup olmadığını tartışacak ve tespit edecek olan mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, taraflar yabancı hukuku seçmişler ve yabancı bir mahkemeyi yetkili kılmışlar ise asıl alacağa bağlı olan fer'i nitelikteki kanuni rehin hakkı tanınması talebinin de doğal olarak asıl alacak için yargılama yapacak olan mahkeme ve uygulanacak hukuka göre tayin olacağı, tahkim ve yetki sözleşmesinin geçerliliği ve sonuç doğurmasını davacının kanuni rehin hakkı tanınmasını isteyip istememe keyfiyetine bağlayarak istemesi halinde yetki ve tahkim sözleşmesinin sonuç doğurmayacağını, istemesi halinde geçerli olduğu kabul olunarak yetki ve tahkim değerlendirmesi yapılmasının da hukuki dayanağının olamayacağı gerekçesiyle, TTK'nın 1361. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca temlik alan sıfatıyla halef olan sigortacıların da konişmento hükümleriyle bağlı olması karşısında, geçerli ve bağlayıcı tahkim şartı sebebiyle davalı tarafın tahkim itirazının kabulüne, dava dilekçesinin mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ve temlik alanlar vekilleri temyiz etmişlerdir.Dava, deniz taşımasından kaynaklanan noksan mal bedeline ilişkin alacak ve taşımayı yapan gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tesisi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davalı tarafın uyuşmazlığın çözümünde yurt dışında bulunan tahkim kurulunun görevli olduğuna ilişkin itirazı yerinde görülerek dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.Davaya konu alacak TTK’nın 1235/7. maddesinde öngörülen gemi alacaklısı hakkı veren alacaklardan olup, davada, TTK’nın 1236. maddesi uyarınca gemi üzerinde kanuni rehin hakkı tesisi de istenmiştir. Gemi alacaklısı hakkı bir kanuni rehin hakkı mahiyetinde olup, kanundan doğduğu için tescile ve teslime gerek olmadan hüküm ifade eder. Aynî hak olan rehin hakkı, TTK’nın 1236/2. maddesi uyarınca gemi ve navlunu takip eder. Kanuni rehin hakkının fiilen uygulanabilmesi için somut olayda öncelikle gemi hakkında seferden men kararı alınmış, davalı tarafça teminat gösterilmesi üzerine bu tedbir kararı teminat üzerine kaydırılmıştır. Bu durumda alacaklının kanunun tanıdığı ayni bir hak olan rehin hakkının yerine getirilebilmesi için alınan tedbir kararının devamı niteliğinde bulunan işbu davanın Türk Mahkemesi'nde sonuçlandırılmasında yasal zorunluluk bulunmasına göre davalının tahkim itirazının reddine karar verilerek uyuşmazlığın esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı ve temlik alanlar yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve temlik alan vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacı ve temlik alanlara iadesine, 17/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.