Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13933 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9966 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ÖDEMİŞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)TARİHİ : 30/12/2014NUMARASI : 2014/176-2014/814Taraflar arasında görülen davada Ödemiş 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/12/2014 tarih ve 2014/176-2014/814 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin, keşidecisi muhatabı davalı A.. A.. Ödemiş Şubesi olan 6.500,00 TL bedelli çeki alacağı karşılığında, ciro yoluyla teslim aldığını, ancak çekin yasal süresi içerisinde muhatap bankanın Ödemiş Şubesine ibraz edilmesiyle karşılığının bulunmadığının anlaşıldığını, bunun üzerine keşideci ve cirantalar hakkında icra takibi yapıldığını, çek bedelinin tahsil edilemediğini, keşideci şirket yetkilisi hakkındaki karşılıksız çek keşide etme suçundan yapılan cezai takibatı sonucunda çekteki imzanın adı geçene ait olmadığından beraat kararı verildiğini, yargılama sonrasında sahte nüfus cüzdanı çıkartılarak meçhul kişilerce çek karnesi alındığının anlaşıldığını, çek karnesi verirken gerekli dikkat ve özeni göstermeyen davalı bankanın müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, 4.500,00 TL'nin 25/12/2002 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, çek karnesinin şahıs adına değil şirket adına verildiğini, müvekkili bankanın hesap sahibi hakkında gerekli bilgi ve belgeleri alarak hesap açtığını ve çek karnesi verdiğini, kimlik sahteciliğini anlama imkanlarının olmadığını, ticari ilişkiye girdiği kişilerin dürüstlüğü ve borç ödeme kabiliyeti hakkında araştırma yapma yükümünün davacıya ait olduğunu, aciz vesikası alınmaksızın dava açılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca, davacının karşılıksız çekten zararının doğduğu ve çek kanunu gereğince davalı bankaya başvurma sırasının gelmiş olduğu, davacının dolandırıldığı çekle işleyen hesabın sahte nüfus cüzdanı ile açıldığı hususu bir maddi vakıa olarak ceza dosyasında kesin hale geldiği, sahteciliğin anlaşılması hususunun bankanın sorumluluğunda bulunduğu, takdiren davalı bankanın zararın %70'inden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 233,11 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 30/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.