Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13912 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17468 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :.........TARİHİ : 07/03/2014NUMARASI : 2005/214-2014/132Taraflar arasında görülen davada.......verilen 07/03/2014 tarih ve 2005/214-2014/132 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 17/11/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av.So davalı M.. K.. vekili Av.G, davalı S.. C.. vekilleri Av. O.. Ö.. ve Av.E davalı İrfan E, davalılar A.. K.., İO.C, M.. Ş.., A.. A.. vekilleri Av. P ve Av. E.. K.. ve davalı G.. Ç.. vekili Av.B dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu tarafından müvekkil bankanın 2002 yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda bankanın Çankaya Şubesi müşterilerinden dava dışı İnter Mühendislik... A.Ş. firmasına 1995 yılından itibaren kredi kullandırıldığı, 1998 yılı sonu verilerine göre düzenlenen istihbarat raporunda firmanın kredilendirilmesinin uygun olmayacağı yönünde görüş bildirilmesine rağmen kredinin yönetim kuruluna sunulmasına ilişkin 15/05/2000 tarihli teklifte bu olumsuzluğa yer verilmeyerek 17/05/2000 tarihli yönetim kurulu kararı ile şirket lehine tespit edilen ve 2000 yılı sonunda 11,3 Trilyon (eski) TL'ye ulaşan krediye yeterli teminat oluşturulmadığı ve takibe intikal ettiği gözetilerek konunun soruşturulmasının önerildiğini, Banka Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan soruşturma sonucu düzenlenen 17.12.2004 tarihli rapora göre mevzuata aykırı şekilde kullandırılan krediden dolayı dönemin Genel Müdürü A.. K.., kredilerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve aynı zamanda kredi komitesi ve yönetim kurulu üyesi İ.. E.., kredi komitesi ve yönetim kurulu üyeleri S.. C.., O.Cem Basman, M.. Ş.., Sabih Arkan, M.. K.. ve G.. Ç.. hakkında Yönetim Kurulu'nun 23/12/2004 tarihli toplantısında yasal sürecin başlatılması kararı alındığını, haklarında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulduğunu, kredi kullandırılan şirketle 1995 yılında kredi ilişkisinin başladığını, 1998 yılına kadar geçen süreçte kredi ilişkisinin artırılarak devam ettiğini, Nisan 1998 tarihinden itibaren şirketin mali durumunda ve kredi dönüşlerinde sıkıntılar yaşanmaya başladığını, buna rağmen kredi kullandırılmaya devam edildiğini, 01/04/1998 tarihinden itibaren şirket lehine aval verilen muhtelif poliçeler ve lehine açılan muhtelif akreditifler vadelerinde ödenmediğinden müvekkil bankaca verilen garantiler nedeniyle bankaca ödenerek nakdi krediye dönüştüğünü, zaman içinde bu nakdi kredilerin şirket tarafından ödendiğini, bu aksamalara rağmen şirket mevcut limitleri içinde aynı nitelikte krediler açılmaya ve kullandırılmaya devam edildiğini, 1999 yılı istihbarat raporlarında şirketin kredi değerlerinin zayıf olduğu, kefil şirketin kredi değerliliğinin olmadığı, şirket ortağının mal varlığını elinden çıkardığı belirtilmesine rağmen ek raporda bu hususlara yer verilmeyip şirkete ilave kredi kullandırıldığını, borçlu şirketin ödeme yapmaması sebebi ile icra takiplerine geçildiğini, halen takiplerin devam ettiğini, tüm bu kredi işlemlerinde kredi tespit aşamasında gerekli ve yeterli risk tetkiki yapılmadan risk-teminat dengesi güçlendirilmeden, hakkındaki istihbarat raporu olumsuz ve temerrütte olmasına rağmen yeterli teminat alınmadan bankanın zararına yol açıldığını ileri sürerek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile 10.786.557.000.000,00.-(eski) TL'nin bankanın zararının doğduğu tarihten itibaren hesaplanacak Bankanın kısa vadeli kredilere uyguladığı cari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın zamanaşımından ve esastan reddini istemişlerdir.Mahkemece, iddia, savunma ve bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, 12/06/2013 tarihli bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere davacı Banka ile kredi ilişkisine giren dava dışı İn... A.Ş'ye kredi kullandırılmaya başlandığı 27/02/1995 tarihinden 28/09/1998 tarihine kadar gösterilen teminatların kredi riskini karşılama oranı %75 düzeyinde olsa dahi sorunsuz olarak çalıştığı, bu tarihten sonra risk-teminat dengesi bozulmasına rağmen usule, yasaya ve bankacılık teammüllerine aykırı olarak kredi değerliliğini yitiren, temerrüte düşen, hakkında başka bankalarca takip başlatılan, borçlarını ödeyemeyen, yeterli teminat veremeyen firmaya ilave kredi limitleri verilmeye devam edildiği, davalıların dava konusu 17/05/2000 tarihinde alınan yönetim kurulu kararıyla mevzuata, bankacılık ilke ve uygulamalarına, teammüllere aykırı olarak kredi tahsis ve kullandırılması uygun olmayan firmaya kredi kullandırarak görevin ifasında tedbirli davranmadıkları, alınan kararla bankanın muhtemel zararının daha da artmasına sebebiyet verdikleri, davalı G.. Ç.. 17/05/2000 tarihli toplantıya mazereti sebebi ile katılmadığından TTK'nın 338.maddesi uyarınca sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı G.. Ç.. yönünden davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 672.962,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve TTK'nın 338. maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin davalı G.. Ç..'a yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar vermek gerekmiştir..../....2-Dava, anonim şirket yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürlerinin sorumluluklarına ilişkindir. Dava dilekçesinde davalılardan tazmini talep edilen zararı doğuran temel işlem olarak gayrı nakdi kredi tesisine ilişkin 17.05.2000 tarihli yönetim kurulu kararı gösterilmiştir. İşbu dava, 17.05.2005 tarihinde açılmış olup dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK hükümlerine tabidir. Tüm davalılar yasal süresi içinde zamanaşımı definde bulunmuşlardır. 6762 sayılı TTK'nın 309/son fıkrasında “Mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki; bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanununa göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur” hükmü düzenlenmiştir. Emsal Daire kararlarında da kabul edildiği üzere zamanaşımı süresi tüzel kişinin yetkili organlarınca zarar ve sorumlu olan kimsenin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacaktır(11. Hukuk Dairesi 30.05.2002 tarih, 2002/2400 E. 2002/5404 K. sayılı ilamı, 30.06.2014 tarih 2014/ 5324 E. 2014/12443K. Sayılı ilamı). Yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılmasına karar verecek yetkili organ ise genel kuruldur. Davalılar vekilleri davacı Banka'nın genel kurulunun en geç 2002 faaliyet dönemine ilişkin 21.03.2003 tarihli 49. olağan genel kurul toplantısında zararı ve sorumluları öğrendiğini, zira işbu davanın dayanağının Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun davacı Banka'nın 2002 yılına ait hesaplarının incelenmesi sonucu hazırladığı rapor olduğunu, söz konusu raporda 1992 yılından itibaren kredi kulandırılan Çankaya Şubesi'nin 482 sayılı müşterisi ...AŞ'ye 1998 yılı verileri esas alınarak düzenlenen istihbarat raporunda mali rasyonları ve iş hacmi itibariyle kredilendirilmesinin uygun olmayacağı görüşüne varıldığı halde kredinin yönetim kuruluna sunulmasına ilişkin 15.05.2000 tarihli teklifte bu olumsuzluğa yer verilmeyerek 17.05.2000 tarih 67933 nolu yönetim kurulu kararı ile firma lehine tespit edilen ve 2002 yılı sonunda 11.3 trilyon liraya ulaşan krediye karşılık yeterli teminat oluşturulmadığı ve takibe intikal ettiği hususu gözetilerek Banka Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca soruşturulmasının önerildiğini, bu önerinin 22 nolu öneri olarak 21.03.2003 tarihli olağan genel kurulun bilgi ve değerlendirmesine sunulması sonucu 22 nolu cevapta “öneri doğrultusunda hareket edileceği” yönünde karar oluşturulmakla davacı Banka genel kurulunun zararı ve sorumluları en geç anılan genel kurulda öğrenildiğinin kabulünün zorunlu olduğunu, buna bağlı olarak da zamanaşımı süresinin dolduğunu savunmuşlardır. Davacı vekili ise 21.03.2003 tarihli olağan genel kuruluna sunulan söz konusu öneri üzerine davacı Banka'nın Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca yapılan soruşturma sonunda 17.12.2004 tarih 47/1 nolu rapor ve bu rapora ilişkin mütala uyarınca dava konusu zarar ve bu zarara sebep olan davalıların öğrenildiğini iddia etmiştir.Bu durumda mahkemece, TTK'nın 309/son fıkrası ve yukarıda yapılan açıklamalar nazara alınıp davalılar vekillerinin yasal süresinde ileri sürdükleri zamanaşımı defi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın davalı G.. Ç.. dışındaki davalılar yararına bozulması gerekmiştir.3-Davalı G.. Ç.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince mahkemece, davalı G.. Ç.. hakkındaki dava ile ilgili olarak 17/05/2000 tarihli toplantıya mazereti sebebi ile katılmadığı gerekçesiyle TTK'nın 338.maddesi uyarınca sorumluluğu bulunmadığından reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın ise yazılı gerekçe ile kısmen reddine karar verilmiştir. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2. maddesi ile “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan .../...davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur” düzenlemesi getirilmiştir. Bu düzenleme uyarınca mahkemece, davalı Gürgan Çelbican hakkındaki davanın ret sebebinin diğer davalılardan farklı olduğu gözetilerek davalı G.. Ç.. yararına reddedilen meblağ üzerinden ayrı vekalet ücretine hükmedilmek gerekirken anılan husus gözetilmeden diğer davalılarla birlikte tek vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Ayrıca davalı G.. Ç.. tarafından yapılan 656,25 TL'lik yargılama giderinin de davacıdan tahsili ile anılan davalıya verilmesine karar verilmesi gerekirken mahkemece bu hususun da nazara alınmaması doğru görülmemiş, kararın bu yönden de davalı G.. Ç.. yararına bozulması gerekmiştir.4- Bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin 1 nolu bentte açıklanan G.. Ç..'a yönelik temyiz itirazları dışında kalan sair temyiz itirazlarının, davalı G.. Ç.. dışındaki diğer davalılar vekillerinin 2 nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı G.. Ç..'a yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı G.. Ç.. dışındaki davalılar vekillerinin zamanaşımına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı G.. Ç.. dışındaki davalılar yararına BOZULMASINA,(3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı G.. Ç.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı G.. Ç.. yararına BOZULMASINA,(4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin 1 nolu bentte açıklanan G.. Ç..'a yönelik temyiz itirazları dışındaki sair temyiz itirazlarının, davalı G.. Ç.. dışındaki diğer davalılar vekillerinin 2 nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı G.. Ç..'a verilmesine, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı G.. Ç.. dışındaki diğer davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 24/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.