Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13775 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7308 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : K.......... MAHKEMESİTARİHİ : 04/09/2014NUMARASI : 2012/509-2014/560Taraflar arasında görülen davada ............ bozmaya uyularak verilen 04/09/2014 tarih ve 2012/509-2014/560 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 22/12/2015 günü hazır bulunan davacı vekili ........ ile davalı vekili Av...... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ......... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, .......... tarafından verilen 06.03.2007 tarihli, 1 O 338/06 numaralı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafça ibraname başlıklı belge sunulmuş ise de bu belgenin adi yazılı bir belge olduğu, altındaki imzaların davacıya ve vekiline ait olup olmadığının tespiti için Almanya yetkili makamlarına istinabe yoluyla talimat yazıldığı, ancak talimat gereğinin yerine getirilemediği, bu haliyle ibraname başlıklı belgedeki imzanın davacıya ait olduğunu ispat edemediği, tenfizi istenilen kararın davalı vekiline 13.10.2008 tarihinde tebliğ edildiği ve karara itiraz edilmediği, tenfiz şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı taraf, davacının tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararına konu alacağının ödendiğini ve karşılığında ibraname alındığını savunmuş ve ibranameyi dosyaya sunmuştur. Mahkemece de dosyaya sunulan ibraname altındaki imzanın davacıya ve davacının yurt dışındaki vekiline ait olup olmadığı hususunda beyanlarının alınması için yurt dışındaki adli makamlara talimat yazılmış, gelen yazı cevabına göre de talimat gereğinin yerine getirilmediği ve bu haliyle davalının, söz konusu ibraname altındaki imzanın davacıya ait olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle bu belgeye itibar edilmemiştir. Oysa, yurt dışı adli makamdan gelen talimat cevabı, mahkemece tercüme ettirilmediğinden içeriği anlaşılamamış, davalı yanca sunulan tercüme evrakından ise davacının oğlunun, babasının Türkiye'de bulunduğu ve bu nedenle mahkemeye gelemeyeceği, bununla birlikte tenfizi istenilen mahkeme kararına konu alacağını tahsil ettiği yönünde mahkemeye dilekçe verdiği, ibranamede adı ve imzası bulunan yurt dışındaki davacı avukatının ise ibraname içeriğinin doğru olduğu, kendisi ve davacı tarafından ibranamenin imzalandığı yönünde beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece yurt dışından gelen talimat evrakının tercüme ettirilerek buna göre davalı tarafından dosyaya sunulan ibranamenin hukuki değer ve sonuçlarının değerlendirilmesi ile oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.