Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13747 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5995 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ..........MAHKEMESİTARİHİ : 18/09/2014NUMARASI : 2014/114-2014/485Taraflar arasında görülen davada .......... Mahkemesi’nce verilen 18/09/2014 tarih ve 2014/114-2014/485 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ......... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili,......Olur İşletme Şefliğinde çalışan işçi ...... 13.07.1998 tarihinde iş kazası sonucu vefat ettiğini, kardeşlerinin açtığı dava sonucunda hükmedilen manevi tazminatın 10.926,90 TL olarak müvekkilince ödendiğini, taraflar arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 ve 7.6. maddelerinde sözleşme öncesi döneme ilişkin her türlü sorumluluğun davalıya ait olacağının belirtildiğini ileri sürerek 10.926 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, özelleştirme modeli gereği hisse devri aşamasında bilanço çalışmalarının yapılarak davacı ........ tarafından devre esas mizanın düzenlendiğini ve bu mizan kayıtları esas alınarak devre esas bilançonun belirlendiğini, bu işlemler neticesinde geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğiıni, davacının geçmiş yıllara ilişkin olarak müvekkilinden herhangi bir talepte bulunamayacağını, işçinin 3. kişi sayılamayacağını, açılan davanın sözleşmeye aykırı olarak müvekkiline bildirilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi hükümlerine göre, dağıtım faaliyetinin......tarafından yürütüldüğü dönemde sözleşme tarihinden önce üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek her türlü talebin muhatabının ........, bu tarihten sonra ise davacı ........ olacağı, ....... sorumlu olabilmesi için sorumluluk doğuran olayın İHDS öncesinde meydana gelmesi ve talepte bulunan kişilerin üçüncü kişi olması gerektiği, davalı Tedaşın işçisi olan ...... geçirdiği iş kazasından İHDS öncesinde meydana geldiği, ancak adı geçenin Tedaş'ın işçisi olup sözleşmenin tarafı olmasa da sözleşmeye yabancı, sözleşmenin dışında kalan birisi olduğunun söylenemeyeceği, bu itibarla iş kazasının İHDS'nin 7.6. maddesi kapsamında değil davacının devraldığı hak ve borçlar kapsamında sonuç doğuran bir olay olduğu, yapılan ödemenin davalıdan rücuen istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, işletme hakkı devir sözleşmesi ve hisse satış sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.Somut olayda Olur İşletme Şefliğinde hizmet akdi ile çalışan işçi ...... meydana gelen iş kazası sonucu vefat etmesi sebebiyle vefat edenin kardeşleri tarafından açılan davanın kısmen kabul edilerek manevi tazminata hükmedildiği, işçinin kardeşleri tarafından davacıdan tahsil edilen alacağın, davalı ...............n işçisi olan ...... 13.07.1998 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu ölümü nedeniyle doğduğu ve iş kazasının “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” öncesinde meydana geldiği anlaşılmaktadır. 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin 7. maddesinin 4. ve 6. bentlerinde de dağıtım faaliyetlerinin......tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun ..a ait olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca, .......n kusurlu fiili ile iş kazası sonucu meydana gelen ölümün doğurduğu giderlerin haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle bu giderleri talep eden kişinin sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle üçüncü şahıs sayılacağının kabulü gerekir.Bu itibarla mahkemece davacının talebinin “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” kapsamında bulunmadığı sonucuna ulaşılarak hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.