MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/01/2015 tarih ve 2014/735-2015/37 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı tarafından taşınan ve müvekkili şirkete sigortalı malın taşıma sırasında hasarlanması nedeniyle sigortalısına hasar bedelini ödediğini, hasarın meydana gelmesine davalı tarafın sebebiyet verdiğini, bu sebeple hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamı ve % 20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, alacağın zaman aşımına uğramış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, TTK'nın 855/3 maddesinde, rücu haklarına ilişkin zamanaşımı, rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında rücu borçlusuna bildirimde bulunması şartıyla; rücu alacaklısına karşı mahkeme kararının kesinleştiği günden, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan hâllerdi ise, rücu alacaklısının borcu ifa ettiği tarihten işlemeye başlayacağının belirtildiği, davacı/rücu alacaklısının, zararı ve rücu borçlusunu öğrendiği tarihten itibaren, üç ay içinde zarar hakkında davalı/rücu borçlusuna icra takibinden önce bildirimde bulunduğunu TMK'nın 6.maddesi uyarınca ispat edemediği, davacının rücu alacağının zamanaşımına uğramış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, nakliyat sigortacısının taşıyıcıya karşı açtığı rücuan alacak davası olup, mahkemece rücu davasında zamanaşımının 3 ay olarak düzenlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak 6102 sayılı TTK 855/3. maddesi taşıyıcının bir diğer taşıyıcıya rücusu ile ilgili olup sigorta şirketinin açtığı rücu davasına uygulanmaz. 6102 sayılı TTK 1473. maddesi gereğince yasal halefiyet hakkına sahip olan davacı, selefi bulunduğu kişi davayı hangi zamanaşımı süresi içinde açması gerekiyorsa davayı o süre içinde açması gerekir. Bu durumda, TTK 855/2. maddesi gereğince eşyanın teslim tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi bulunduğunun gözetilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, mahkemece rücu davasının bir yıllık zamanaşımına tabi olduğu da gözden kaçırılarak karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.