MAHKEMESİ : İSTANBUL 22. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/04/2013NUMARASI : 2011/20-2013/104Taraflar arasında görülen davada İstanbul 22. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/04/2013 tarih ve 2011/20-2013/104 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı ve ilk 5 yılık idaresi için dava dışı Y. S. ile birlikte müdürü olup, münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığını ancak, şirketin sürekli zarar etmeye başladığını, kiraların, ücretlerin, vergilerin, malzeme bedellerinin ödenemediğini, şirket ortağı davalıların taahhüt ettikleri sermaye borçlarını da ödemediklerini ve bu durumun da şirketin zararının artmasına neden olduğunu, müvekkilinin müdürlük görevinin karşılığı olan ücretinin de ödenmemesi üzerine ihtarname göndererek müdürlük görevinden istifa ettiğini, davalı şirket ortaklarının hisselerini devrettiklerini ancak, bu hisse devrinin geçersiz olduğunu, davalıların şirket hisselerini bilgisi ve muvafakatı dışında devretmelerinin şirketi zarara uğratan bir karar olup, yapılan devrin kira kontratı hükümlerine de aykırı olduğunu, hiç tanımadığı biriyle ortaklık yapma mecburiyetinde bırakıldığını, güvensizlik ortamı oluştuğunu, şirketin sermayesinin tamamının zayi olduğunu, yeni ortağın iş yerini tadilat bahanesiyle kapattığını, şirketin hem mali nedenler hem de ortakların zarar verici davranışları neticesinde amaçlarına ulaşamayacağının anlaşıldığını ileri sürerek, tedbiren şirket faaliyetlerinin durdurulmasına, engellenmesine, şirketin tasfiyesine ve şirkete kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davanın ise reddini istemiştir.Birleşen davada davacı-asıl davada davalılar vekili, davalının müvekkili şirketin faaliyetlerinin durdurulması, feshi ve kayyum atanması talepli dava açtığını ancak, şirketin diğer ortaklarının şirketi devam ettirme niyetlerinin bulunduğunu, davalının ortaklıktan çıkma imkanı varken diğer ortakları zarara uğratmak pahasına şirketin feshi için dava açmasının ortağın ortaklıktan çıkarılması için haklı neden sayıldığını ileri sürerek, TTK'nın 551/3. maddesi uyarınca davalı-asıl davada davacının müvekkili şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir, asıl davanın ise reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, ihtarnameler, tespit dosyaları, ortaklar arasındaki uyuşmazlıklar ve davalardan şirketin ortaklar kurulunun TTK’nın 538. inci maddesinde yapılan düzenleme doğrultusunda uzun süreden beri toplanmadığı, şirketin ticaret siciline yansıyan son işlem tarihinden dava tarihine kadar başkaca bir işleminin bulunmadığı, önceki işlemlerin de yine temsile ilişkin olup, bu hususun bile ortaklar arasında ihtarname ve uyuşmazlıklara konu edildiği, şirketin bulunduğu mecurun, kira borcu ve tahliye istemleri ile karşı karşıya kaldığı, şirketin ciddi oranlarda vergi ve sosyal güvenlik borcunun olduğu ve ticari faaliyette bulunmadığı, kar edemediği, şirketin ödenmiş sermayesini tamamen yitirdiği, borca batık olduğu, açıklanan tüm bu nedenler ve Şişli 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nde davacı ortağın şikayeti üzerine görülmekte olan evrakta sahtecilik suçuna ilişkin kamu davasının varlığı karşısında ortaklar arasındaki ilişkinin tamamen bozulduğu, şirket gayesine ulaşılması imkanının kalmadığı, dolayısıyla TTK’nın 549/4. üncü maddesinde belirtilen muhik sebep koşullarının oluştuğu ayrıca, davalı-birleşen davada davacı vekilinin de şirketin devam ettirilmesi yönünde bir menfaat ve gayenin kalmadığı, davacı- birleşen davada davalı ortağın çıkarılması talebi yerine şirketin tasfiyesine karar verilmesi, tasfiye memurluğuna da mali açıdan külfet getirmemesi açısından mevcut mali müşavir Fikret İnce’nin atanması talebinde bulunduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile şirketin fesih ve tasfiyesine, taraflarca müşterek bir tasfiye memuru bildirilmemiş olmakla, serbest muhasebeci mali müşavir Mustafa Uğurlu’nun tasfiye memuru olarak atanmasına, birleşen davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, Davalılar-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl davada davalı-birleşen davada davacı H. Gıda ve Turizm Ltd. Şti. vekilinin asıl davaya yönelik aşağıdaki 2 no'lu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Ancak, asıl davada davalı-birleşen davada davacı H. Gıda ve Turizm Ltd. Şti. bakımından Mahkemece 6102 sayılı TTK'nın 636/3 maddesinde belirtilen tedbir ya da çözümlerden birine hükmedebilme olgusunun düşünülüp, tartışılıp, değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken anılan husus gözetilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.3-Yukarıda (2) numaralı bentte belirtilen bozma sebep ve şekline göre, birleşen davaya yönelik birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.4-Asıl davada davalı C.. A.. ve E.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ise; fesih ve tasfiye davasında gerçek kişilere husumet yöneltilemeyeceği göz önünde bulundurulmaksızın bu kişiler yönünden de hüküm kurulması doğru olmamış, bu itibarla mümeyyiz davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın mümeyyiz davalılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı şirket vekilinin asıl davaya yönelik (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-birleşen davada davacı H. Gıda ve Turizm Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın asıl davada davalı-birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, (2) numaralı bentte belirtilen bozma sebep ve şekline göre, birleşen davaya yönelik birleşen davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı C.. A.. ve E.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın mümeyyiz davalılar yaranına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacıya iadesine, 22/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.