Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13722 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4645 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/01/2015 tarih ve 2012/253-2015/23 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK'nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, tefrik edilen davada, müvekkillerinin, yurt dışında, davaya konu markayı ilk defa ihdas ederek ve öncelikli olarak kullanıp tanıttığını, davalının ürünleri müvekkili adına ürettiğini ve yurt dışında tescilli olduğunu bildiği müvekkili markayı, markanın Türkiye'de tescilli olmamasından faydalanarak kötü niyetli olarak ... nezdinde kendi adına tescilini yaptırdığını ileri sürerek, davalı adına ... nezdinde tescilli 2005/06696 nolu "..." markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu marka üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, davacıların müvekkilinin 2002 yılından beri tasarladığı ürünleri yurt dışında pazarladıklarını, yani üretimin davacılara yurt dışında yaptırıldığını, müvekkilinden distribütörlük talebinde bulunduklarını ancak kabul edilmeyince üçüncü kişilere ürettirmeye başladıklarını, kötü niyetli olduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; markanın gerçek hak sahibinin davalı olduğu, davacının da İngiltere'de bu markalar adı altında ürünlerini sattığının anlaşıldığı, İngiltere piyasasında katılınan fuarla ilgili gazete haberinde fuara katılanın davacı olduğu, ancak taraflar arasındaki yazışmalarda İngiltere'de yapılan duyuruların, haberlerin davalıya bildirildiği, bunun daha çok ürün siparişi anlamına geldiği, sunulan belgelerden ve daha önce taraflar arasında görülen dosyalardan davacının gerçek hak sahipliği ile davalının tescilde kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 21/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.