Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1369 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 592 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/09/2011 tarih ve 2006/453-2011/180 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin dünyaca meşhur "..." marka ve ilgili bazı şekil, logo, yazı ve sözcüklerin TPE nezdinde tescilli hak sahibi olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda ... markasının ayrılmaz bir parçası olan "..." olarak adlandırılan yan şeridin de tescilli sahibi olduğunu, hal böyle iken, davalının ticari ilişkide bulunduğu ... Mağazalarının bazı şubelerinde, ... markalı ayakkabılarda, müvekkiline ait söz konusu logonun ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanıldığını ve bu halde de satışa sunulduğunun tespit edildiğini, bu durumun tespitinden sonra ... aleyhine ... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2005/44 esas sayılı dosyası ile, marka hakkına tecavüzün tespiti talepli dava açıldığını, anılan dosyada yaptırılan bilirkişi incelemesi ile, dava konusu ayakkabıların tüketiciyi aldatabilecek nitelikte ve bu nedenle marka hakkına tecavüz oluşturduğunun belirtildiğini, bahsi geçen davadaki davalı ...'nun, söz konusu ayakkabıları davalı şirkettten temin ettiğini ifade ettiğini, bu durumun müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını ileri sürerek 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 11.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini, davalıya ait üretim cihazlarına, araç ve makinelerine ve üretilmesi, kullanılması cezayı gerektiren eşyaya el konulmasını, el konulan ürünler hakkında talep halinde mülkiyet hakkı tanınmasını ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ... Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi'nin 2004/584 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile, her iki ürün arasında benzerliğin bulunmadığının tespit edildiğini, müvekkili ürünleri ile davacı ürünleri arasında iltibas bulunmadığını, iddiaların yersiz ve tazminat talebinin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı markasındaki şeridin, ayakkabının ön yan kısmından başlayarak yükseldiğinde geniş açı oluşturacak şekilde kavis oluşturmak suretiyle arkaya uzandığı, diğer tarafında da aynı şeklin söz konusu olduğu, şerit çizgilerinin spor dikiş atılmak suretiyle net ve belirgin olduğu, davalının ürünlerinde ise başlangıç kısmında benzer kavis oluşturulduğu halde, daha dar açıyla kavisin devam ettiği ve şeridin ayakkabının iki yanındaki topuk yanlarına dönerek son bulduğu gibi, şerit çizgilerinin de farklı sayıda olduğu, ... şekil markasındaki görsel ile davalı ayakkabısındaki görselin karıştırılacak düzeyde olmadığı, bu tarz spor ayakkabısı tüketicilerinin yanılarak davacı ayakkabısı yerine davalı yanın ayakkabılarını almalarının mümkün olmadığı, ayakkabılar üzerinde tarafların kendi markalarının da görünür ve okunaklı bir şekilde yazıldığı, davacının markasına tecavüz eyleminin subut bulmadığı, maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, markaya tecavüz nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda ...Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi'nin 2004/584 E sayılı ceza dosyasındaki bilirkişi raporu incelemeye esas alınmışsa da, uyuşmazlık konusu tecavüze konu davalıya ait ürünler olarak gösterilen resimlerin bir tanesinde dava konusu olmayan "..." markası bulunduğu gibi diğer ürünlerin de somut uyuşmazlık ile bağlantılı ürünler olup olmadığı anlaşılmamaktadır. O halde, uyuşmazlık konusu davalı ürünü temin edilmek suretiyle yapılacak inceleme ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, Yargıtay denetimine elverişli olmayan bilirkişi raporuna istinaden davanın reddi doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.