MAHKEMESİ : KAYSERİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/12/2012NUMARASI : 2012/628-2012/682Taraflar arasında görülen davada Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/12/2012 tarih ve 2012/628-2012/682 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04/09/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. S. Y. ile davalı vekili Av. H. Ö. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin iş yerinde yapılan tespitte, müvekkiline ait markayı taşıyan tüplerin tespit edildiğini, tespit edilen LPG tüplerinin yediemine teslimi yönünde tedbir kararı verildiğini, tedbirin infazı için gidildiğinde davalı iş yerinde LPG tüplerinin bulunamadığını, davalının fiillerinin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek haksız rekabetin tespiti ile men'ini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıda bulunduğu tespit edilen 489 adet LPG tüpünün üreticiler tarafından belirlenen imalat bedeli olarak 13.000 TL'nin tespit tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle, satışta yaptığı eksilme nedeniyle 5.000 TL maddi, müvekkilinin itibarının zarara uğraması nedeniyle 5.000 TL manevi tazminatın tespit tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalıdan tahsilini, hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava haksız fiile dayandığı için bir yıllık yasal zamanaşımı süresinin geçtiğini, LPG tüplerinin müvekkili şirketle ilgisinin bulunmadığını, tüplerin müvekkili şirkete yediemin olarak teslim edilmediğini, müvekkilinin bu tüpleri dolum yapıp piyasaya sürmediğini, emaneten bayiler tarafından bırakılan tüpler olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, tespitin 07.06.2005 tarihinde yapıldığı, bu tarih itibariyle haksız rekabetin öğrenildiği, 6762 Sayılı TTK'nun 62. maddesi gereğince haksız rekabetin giderilmesine ilişkin taleplerin 1 ve 3 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, eylemin suç teşkil etmesi halinde ceza zamanaşımı sürelerinin uygulanabileceği, ancak eylemin Kabahatler Kanununa tabi bulunduğu, davacının haksız rekabeti doğurduğu iddia edilen olayı 07.06.2005 tarihinde öğrenmiş olmasına rağmen 21.11.2006 dava tarihine kadar yaklaşık 1,5 yıl sonra dava açtığı, dolayısıyla haksız rekabetin tespiti, manevi tazminatın tahsiline ilişkin taleplerin zamanaşımına uğradığı, tüpler üzerinde davacının mülkiyet hakkının olduğu, boş LPG tüplerinin değerinin 14.851,26 TL edeceği, taleple bağlılık ilkesi uyarınca 13.000 TL'nin istenebileceği, davacı şirketin dava konusu LPG tüplerini kullanamamasından dolayı 329,95 TL kar kaybına uğradığı gerekçesiyle, haksız rekabetin tespiti, meni, manevi tazminat ve ilan taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine, 13.000 TL tüp bedeli ve 329,95 TL kar mahrumiyetinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, haksız rekabetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece tespit tarihi ile dava tarihi arasında 1,5 yıllık sürenin geçtiği, 6762 Sayılı TTK'nın 62. maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, haksız rekabetin tesiti, meni, manevi tazminat ve ilan taleplerinin reddine karar verilmiştir. Oysa, 6762 Sayılı TTK'nın 62. maddesi, eylem ceza kanunları gereğince daha uzun bir zamanaşımına tabi ise bu müddet hukuk davaları hakkında da uygulanır hükmünü haizdir. Somut olayda, davalının eylemi TTK'nın 57/5 ve 64. maddesi uyarınca haksız rekabet suçunu oluşturmakta olup, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için eylemin bizatihi suç teşkil etmesi yeterlidir. Tespit tarihi olan 07.06.2005 tarihi itibariyle yürürlükte olan 5237 Sayılı TCK'nın 66/e maddesi uyarınca eylem 8 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu itibarla, mahkemece davanın uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde açıldığı nazara alınarak, işin esasına girilip neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.2- Öte yandan, davacı taraf tüplerin dolaşımdan çekilmesi nedeniyle kar mahrumiyeti talep etmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 489 adet tüpe ilişkin olarak 329,95 TL tazminat belirlenmiştir. Oysa, bilirkişilerin tazminat tutarını belirlerken hangi tarihleri esas aldığı belli olmadığı gibi, somut olay itibariyle tazminatın tespit tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için, ayrıca bu süre zarfında tüplerin kaç defa dolaşım yapacakları da nazara alınarak belirlenmesi gerekir. Bu itibarla, mahkemece bilirkişilerden ek rapor veya yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak, tespit tarihi ile dava tarihi arasında kar mahrumiyeti belirlenerek, tüplerin bu süre zarfında kaç defa dolaşım yapacağı da nazara alınarak, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.