Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13625 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9956 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : GEBZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/02/2013NUMARASI : 2009/110-2013/105Taraflar arasında görülen davada Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19.02.2013 tarih ve 2009/110-2013/105 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.09.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. İ.E. A.ile davalı vekili Av. E. E. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, 13/10/2008 tarihli konşimento kapsamında M/V Orıent Fortune gemisiyle Çin'den Dil İskelesi/Gebze'ye sac yükü taşındığını, 13/10/2008 tarihinde gemiye yüklenen malların teslimi gereken süreden çok sonra 29/01/2009 tarihinde varma limanına getirildiğini, malın teslimi için mutat sürenin aşıldığını, çelik fiyatlarındaki düşme nedeniyle müvekkilinin 1.515.173,40 USD zarara uğradığını, diğer yandan 2009 yılında sac ithalatı için alınan gümrük vergisinin arttırılması nedeniyle de müvekkilinin ödemek zorunda olduğu gümrük vergisi farkının 204.237,08 USD olduğunu, malın geç teslimi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın 1.719.410,48 USD ve taşınan malda meydana gelen hasar nedeniyle 50.000 USD olduğunu, meydana gelen hasarla ilgili olarak Gebze Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/17 D.İş dosyasıyla tespit yaptırdıklarını, karşı tarafın yüke karşı özen borcunu ihlal ettiğini ileri sürerek, malların hasarlı olması ve müvekkiline geç teslim edilmesine bağlı olarak şimdilik 1.769.410,48 USD'nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, alacağın gemi alacaklısı hakkını vermesi nedeniyle rehinin paraya çevrilmesi suretiyle elde edilecek bölümün rehinli maldan tahsil edilebileceğinin tespitini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, somut olayda Türk Hukuku'nun uygulanması gerektiğinden davalı tarafın tahkim itirazının reddedildiği, yükün taşınması esnasında sızdırmazlığın tam olmadığı, sac ruloların gemiyle taşınma işleminin yaklaşık 3,5 ay kadar sürdüğü, rulolardaki değer kaybının %20 oranında olduğu, bu şekli ile maldaki zarar miktarının 277.584,80 USD olduğu, ticari piyasalardaki dalgalanmalar nedeniyle emtianın değerinde meydana gelen düşüklükten ve vergi oranlarında meydana gelen artıştan dolayı davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı, yük zararına ilişkin talebin 50.000 USD ile sınırlandırıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 50.000 USD'nin temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yükte meydana gelen hasara ilişkin hakların saklı tutulmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde, taşınan yükte meydana gelen hasar bedeli olarak şimdilik (50.000) USD talep edildiğinin açıkça belirtilmesi karşısında, mahkemece davacının bu konudaki talebinin aşılmasının mümkün bulunmamasına, yine bilirkişi raporunda, bizzat davacı tarafından sunulan kayıtlar esas alınarak, dava konusu çelik ruloların taşımanın mutat süresinin sonundaki fiyatlarıyla, taşımanın tamamlandığı tarihteki fiyatlarının aynı olduğunun bildirilmesi karşısında, davacının gecikme dolayısıyla taşınan yükün piyasa değerinde düşme olduğuna ve bu nedenle zarara uğradığına dair iddiasını ispat edememiş bulunmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.2-Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece görüşüne başvurulan asıl ve ek bilirkişi raporlarında, dava konusu olayda gecikmenin taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten kaynaklandığının sabit bulunmadığı belirtildikten sonra, toplam sefer sayısı dikkate alındığında taşıma süresi aşılmışsa ve bundan taşıyan sorumlu tutulabiliyorsa tazminatın söz konusu olabileceği bildirilmiş, ardından seferin başlangıcında saptanması lazım gelen bir elverişsizliğin bulunmadığı ve taşıyanın gecikmeden sorumlu olmaması gerektiği belirtilmiş, daha sonra şaft hasarının tamiri için geçen sürenin taşıyanı sorumlu tutacak kadar uzun olduğu bildirilmek suretiyle çelişkili beyanlarda bulunulmuş, yine vergi kaybı zararı için uzmanlıklarının ise bulunmadığı bildirilmiştir. Mahkeme de bu konularda karar yerinde hiçbir değerlendirme yapmamıştır. Oysa davalı taşıyanın sorumlu olduğu bir gecikme mevcutsa ve bu arada gümrük vergilerinde bir artış meydana gelmişse, davacının bu kapsamda meydana gelen zararını davalı taşıyandan isteyebileceği tabiidir. O halde mahkemece, aralarında gümrük vergileri konusunda uzman bir bilirkişinin bulunduğu yeni bir heyet aracılığıyla inceleme yaptırılarak, dava konusu olayda davalı taşıyanın sorumlu bulunduğu bir gecikmenin olup olmadığının, varsa davacının bundan dolayı vergi zararına uğrayıp uğramadığının tespit edilmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.