MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/12/2013NUMARASI : 2012/137-2013/323Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/12/2013 tarih ve 2012/137-2013/323 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.09.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. M.. Ö.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin 20.01.2012 tarihli sözleşme kapsamında müvekkiline ait 25.000 adet seyahat ve kültür dergisinin, tur tanıtım programlarının, yurt dışı kültür gezilerine ait broşürlerin ve 2012 yılı takviminin müşterilerine dağıtımı işini üstlendiğini, ancak davalının sözleşmeye aykırı davranarak edimini eksik ve ayıplı ifa ettiğini, bir kısım dağıtımı yapmadığı halde yapmış gibi gösterdiğini, bir kısım dağıtımların ise hiç yapılmadığını, sözleşmenin 10. maddesine göre “NAME- imzalı kanıtlı dağıtım yapılması” ve “verilen adrese 7 iş günü içerisinde üç kez uğranılması” yükümlülüğüne aykırı davranıldığını, sahte imzalar ile teslimatların yapılmış gibi gösterildiğini, yine davalının teslimat yaptığını iddia ettiği kişilerin müvekkilince tanınmadığını, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, (23.312,08) TL borçlu bulunulmadığının tespitini, (69.483) TL maddi ve (30.000) TL manevi tazminatın temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirdiği, bu nedenle davacının tazminat isteme hakkının doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.2- Ancak dava, taşıma sözleşmesine dayalı menfi tespit ve maddi ve manevi zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının 20.01.2012 tarihli taşıma sözleşmesi kapsamında edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece bu konuda görüşüne başvurulan bilirkişi raporu ise davalının sunduğu CD kayıtlarına göre düzenlenmiştir. Oysa aynı bilirkişi raporunda, CD kayıtlarının hiçbir zaman kesin delil kabul edilemeyeceği, bilgi teknolojisi söz konusu olduğunda her sitenin içerik ve görüntüsünü değiştirerek CD'de saklayabileceği belirtilmiştir. Anılan sözleşmenin 4.5. ve 10. maddelerinde davalının nasıl dağıtım yapacağı “NAME imzalı dağıtım” başlığıyla belirtilmiş, teslim edilemeyen gönderilerin davacıya iadesi usulü de 7. maddede düzenlenmiştir. O halde mahkemece öncelikle sözleşmeyi gereği gibi ifa ettiğini savunan davalıya, teslim tesellüm belgeleri ile iade belgelerini sunması, gerekirse işyerinde incelenmek üzere hazır etmesi için süre verilmesi, ardından da davacıdan bu belgeleri tek tek inceleyerek hangilerinin sözleşmeye hangi nedenle aykırı olduğunu bildirmesinin istenmesi, gerekçeli olmayan iddialarının dikkate alınmayacağının davacıya ayrıca ihtar edilmesi ve tarafların iddia ve savunmaları bu şekilde toplanıp, uyuştukları ve uyuşamadıkları noktalar saptandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gereklidir. Bu durum karşısında mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yukarıda açıklandığı gibi incelenip değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.