MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/07/2016 tarih ve 2016/590-2016/499 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin sigortalısı olan ... Doğalgaz Dağıtım A.Ş'nin, hattında davalı tarafın hasar vermesi sonucu patlama meydana geldiğini, kaza akabinde alınan eksper raporuna göre sigortalıya muafiyet hariç 3.503,74 USD ödeme yapıldığını ileri sürerek sigortalıya ödenen 3.503,74 USD karşılığı 10.336,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece tüm dosya kapsamına göre davanın haksız fiilden kaynaklı meydana gelen zararın tazmini amacıyla sigortalıya yapılan ödemenin rücuan davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu, emsal Yargıtay İçtihat Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarih Esas 1939/37, Karar 1944/9 sayılı kararında, davanın sigorta poliçesinden münbahis olmayıp davacının kanundan aldığı bir salahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kain olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurması lazım geleceğinin belirtildiği, 6100 sayılı HMK'nın görev kurallarında ve 6102 Sayılı TTK'nın 4. maddesinde rücuan alacak davasının ticari dava haline dönüştüğüne dair düzenleme yapılmadığı, bu davanın TTK'nın 4. maddesinde sayılı ticari davalardan olmadığı, genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmiştir. Ancak 22.03.1944 tarihli 37 Esas, 9 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda da belirtildiği üzere bu dava, sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi değerlendirilerek görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Davacı ... şirketi halefıyet hakkına dayalı olarak bu davayı açtığına göre, halefi olduğu sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin mahiyetine bakılarak görevli mahkeme tespit edilecektir. Davacının sigortalısı ile davalınıntacir olduğu , işin ticari işletmeleri ile ilgili olduğu ve TTK'nın 19. maddesi gereğince bir tacirin borçlarının kural olarak ticari kabul edilmesi gerektiği hususları nazara alındığında, dava, TTK'nın 4. maddesine göre ticari dava niteliğini taşıdığından, TTK'nın 5. maddesi uyarınca asliye ticaret mahkemelerinin görev alanındadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece işin esasına girilerek hüküm tesisi gerekirken, sigortalı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin haksız fiile dayandığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.