Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13597 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10338 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/03/2013NUMARASI : 2011/477-2013/100Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/03/2013 tarih ve 2011/477-2013/100 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 09.09.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. Ö. G.ve davalılar vekili Av. B.Ü. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, D. Ş.'nun 22.09.2011 tarihinde davalıların işleteni ve sürücüsü oldukları servis aracından düşmesi sonucu yaralandığını, bu olay nedeniyle müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek, 1.000 TL maddi, yaralanan D. ve babası Haydar için ayrı ayrı 40.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davacı Dilber'in kendi isteği ile açtırdığı aracın kapısından dengesini kaybetmesi sonucu düştüğünü, davacının olayda ağır kusurlu olduğunu, istenen manevi tazminatın fahiş olup, hangi gerekçe ile maddi tazminat istendiğinin de açıklanmadığını, davanın maddi tazminat istemi yönünden aracın sigortalı olduğu şirketlere ihbarının gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre olayda, yolcunun hareket halinde iken düşmesine ve günlerce bakıma muhtaç hale gelecek şekilde yaralanmasına yol açıldığı, maddi tazminat isteminin ispatlanamadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı D.Ş. için 30.000 TL, baba H.. Ş.. için 6.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile D. Ş. adına da dava açılmış olmasına rağmen mahkemece verilen karar başlığında davacı olarak sadece H.. Ş..'nun gösterilmesi doğru değilse de bu hususun maddi hata niteliğinde olup, mahallinde düzeltilmesinin her zaman mümkün bulunmasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen yaralanma nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.Davalı şirket, kazaya karışan servis aracının malik veya işleteni olmadığını ileri sürerek husumet itirazında bulunmuş olması karşısında mahkemece bu husus incelenerek, sonucuna göre davalı şirketin meydana gelen kazadan dolayı sorumluluğu bulunup bulunmadığı tespit edilerek, buna göre karar verilmesi gerekirken anılan husus üzerinde durulmadan eksik incelemeye dayalı olarak davalı şirketin de sorumlu tutulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı O. Turizm Taşımacılık Tic. Ltd. Şti. Yararına bozulması gerekmiştir.3- Mahkemece, davacılardan kazaya uğrayan Dilber yararına 30.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.Manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar, manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Bu hususlar dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda, davacı Dilber yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı olayın oluş şekli, meydana gelen yaralanmanın niteliği, genel çalışma gücünde herhangi bir kaybın olmayışı ile sosyal ve ekonomik koşullar dikkate alındığında yüksek bulunmuştur.Bu itibarla, açıklanan hususlar nazara alınarak davacı Dilber yararına daha makul, somut olayın özelliklerine daha uygun, hakkaniyetli bir miktarın manevi tazminat olarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı miktara hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı şirket yararına; (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle de davalılar yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar'a verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.