Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13577 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6103 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ... .. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/02/2015NUMARASI : 2011/374-2015/116Taraflar arasında görülen davada ... .. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/02/2015 tarih ve 2011/374-2015/116 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili adına tescilli, tanınmış “...” markasının davalı tarafından ticari unvan ve faaliyetleri ile üretim mamullerinde kullanıldığının öğrenilmesi üzerine davalıya ihtarname gönderilerek “...” ibaresinin ticaret unvanından çıkarılarak haksız rekabet teşkil eden faaliyetlerine son verilmesinin talep edildiğini ancak, davalı tarafça ihtarnemeye cevap verilmediği gibi, davalının “...” ibaresini ticari unvan ve faaliyetleri ile üretim mamullerinde kullanmaya devam ettiğini, davalının eyleminin müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, tecavüzün önlenmesi, men'ini, ref'i, davalının ticaret unvanının terkinini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin halihazırda kullandığı ticaret unvanının “.... Plastik Amb. Pet. Ür. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.” olduğunu ve iltibas oluşturacak bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkilinin haksız rekabet ya da marka hakkına tecavüz niteliğinde bir eyleminin bulunmadığını, “....” ibaresinin hiçbir ürün ya da emtiada kullanılmadığını, müvekkilinin markasal bir kullanımının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “...” markasının tanınmış marka olduğu, davalının dava açılmadan önce kullandığı “... Plastik Ambalaj Pet. Ürn. Nak. San. Tic. Ltd. Şti.” isimli ticaret unvanını dava açıldıktan sonra "... Plastik Amb. Pet. Ür. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti" olarak değiştirdiği ve bu değişikliğin tescil edildiği, davalının kusurlu ve kötü niyetli olduğu iddialarının ispatlanamadığı ayrıca, davalı ticaret unvanının davacı markaları, tanınmış markası ve davacı ticaret unvanı ile ticaret hukuku anlamında haksız rekabette bulunmadığı ve bu nedenle davacının haksız rekabet hukuku kapsamında davalıdan tazminat istemesini gerektirir herhangi bir fiil bulunmadığı, davalının dava sürerken unvanını değiştirip, dava açılmasına sebebiyet verdiğinden davalı aleyhine ücret ve masrafa hükmolunduğu gerekçesiyle, dava konusuz kaldığından davacının tecavüzünün önlenmesine ilişkin davasının reddine, davacının tazminata müstahak olmadığı anlaşıldığından tazminat isteminin de reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı tarafça, davalı eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiği iddiası ile tecavüzün önlenmesi, men'i, ref'i, ticaret unvanının terkini, maddi ve manevi tazminat ile hükmün ilanı istemi ile açılan davada, yukarıda özetlendiği şekilde, dava konusuz kaldığından davacının tecavüzünün önlenmesine ilişkin davasının reddine, bilirkişi raporu doğrultusunda davacının tazminata müstahak olmadığı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine ifadelerine yer verilerek hüküm tesisi cihetine gidilmiş ise de, davacının ticaret unvanının terkini istemi yönünden bir karar verilmediği gibi, kararın davacının her bir istemini karşılar mahiyette de olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, mahkemece denetime ve infaza elverişli şekilde, davacının dava dilekçesinde yer alan her bir istemi yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, sonucuna göre taraflar leh ya da aleyhinde vekalet ücreti takdirine karar vermek gerekirken, anılan husus nazara alınmaksızın, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.