Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13486 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17601 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ŞAVŞAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/06/2013NUMARASI : 2009/130-2013/462Taraflar arasında görülen davada Şavşat Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/06/2013 tarih ve 2009/130-2013/462 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Asıl davada davacı vekili, müvekkili S.. E.. ile davalı Ö.. A..'un 24/03/2006 tarihinde küçükbaş hayvan ve balık üretimi yapmak, almak ve satmak amacıyla K. Hayvancılık ve Tic. Ltd. Şti.'ni kurarak faaliyete geçtiklerini, daha sonrasında davacı S.. E.. ile davalı borçlu Ö.. A..'un aralarında 11/07/2008 tarihinde şahitler B.D., D. K. ile diğer şirket ortağı Y.. D..'ın da imzasının bulunduğu adi bir borç senedi düzenleyerek bu borcun ödenmesi karşılığında müvekkili S.. E..'in şirket ortaklığından ayrılacağının kararlaştırıldığını ancak 11/07/2008 tarihli senette belirtilen alacakların vadelerinde davacı S.. E..'e ödenmediğini, bu itibarla da davalı borçlu Ö.. A.. aleyhine ilamsız takip yoluyla icra takibine geçildiğini, borçlunun yapmış olduğu itirazın kötü niyetli olduğunu, bütün bu nedenlerle davalı tarafın haksız ve yersiz borca yönelik itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının takip alacağının %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı vekili, davacı müvekkili Y.. D.. ile davalı Ö.. A..’un 24.03.2006 tarihinde büyükbaş hayvan, küçükbaş hayvan ve balık üretimi yapmak, almak ve satmak amacıyla K Hayvancılık ve Tic. Ltd. Şti adında şirket kurarak faaliyete geçtiklerini, daha sonra davacı Y.. D.. ile davalı borçlu Ö.. A..'un aralarında 11.07.2008 tarihinde şahitler B. D., D. K. ile diğer şirket ortağı S.. E..’in de imzası bulunduğu bir borç senedi düzenlediklerini ve bu borç tutanağının birinci maddesinde belirtilen T.C. Ziraat Bankası Şavşat Şubesinde bulunan davacıya ait maaş kredisini ödediğini, davacıya ait aynı bankadaki tarımsal hayvan kredisinin faizleriyle birlikte borçlu Ö.. A.. tarafından vaat edilmesine rağmen ödenmediğini, bu kredi borcuna yönelik icra takibi başlatıldığını, bu kredinin faizi ile birlikte 23.500 TL olduğunu, ayrıca borç tutanağının ikinci maddesinde belirtilen 7.00 TL'nin de borçlu tarafından vadesinde müvekkiline ödenmediğini, bu itibarla davalı borçlu Ö.. A.. aleyhine ilamsız takip yoluyla icra takibine geçildiğini, borçlunun yapmış olduğu itirazın kötü niyetli olduğunu, bütün bu nedenlerle davalı tarafın haksız ve yersiz borca yönelik itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının takip alacağının %40'ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl ve birleşen davada davalı vekili, davacıların icra takip talebinde ve ödeme emrinde borcun sebebi olarak "Adi Senet" gösterdiklerini, oysa alacaklarına dayanak olarak taraflar arasında düzenlenen "Tutanaktır" şeklindeki belgeye dayandıklarını, dayanak olarak alınan tutanakların kayıtsız şartsız bir borç ikrarı içermediğini, Şavşat Asliye Hukuk Mahkemesi'nde derdest olan 2009/79 Esas sayılı dava sonuçlandığında müvekkilinin davacılara bir borcunun bulunmadığının, aksine alacaklı olduğunun anlaşılacağını, tüm ödeme belgelerinin söz konusu dosyada yer aldığını belirterek her iki davanın da reddini savunmuştur.Mahkemece, yapılan yargılama sonunda toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın itirazın iptali davası olması, HMK gereğince genel ispat kurallarının uygulanacak bulunması nedeniyle olması, dava konusu miktar gözönüne alındığında senetle ispat edilmesi gereken bir dava olduğu, davacıların sunmuş olduğu 11.07.2008 tarihli adi senetler ile davacıların alacaklı, davalının da borçlu olarak göründüğü, davalının adi senetler altındaki imzasını inkar etmediği, senetteki borcunu kabul ettiği görünmekle, HMK'nın 205. maddesi gereğince tanık beyanları ve adi senetle davalı borçlunun davacı alacaklıya senette yazılı miktarlar kadar borcu bulunduğunun tespit edildiği, her ne kadar davacı borcu olmadığına dair mahkemenin 2009/79 Esas sayılı dosyasını ileri sürmüşse de bu davanın reddedilmiş olması nedeniyle davalının bu beyanlarına itibar edilmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, Şavşat İcra Müdürlüğünün 2009/132 Esas ve 2009/133 Esas sayılı dosyalarına davalı borçlu tarafından yapılan itirazların iptaline, alacak miktarının likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi taleplerinin reddine karar verilmiştir.Kararı, asıl ve birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup; mahkemece yazılı gerekçe ile asıl ve birleşen davaya konu icra takiplerine yapılan itirazların iptaline karar verilmiştir. Ancak; asıl ve birleşen davaya konu icra takiplerine konu “Tutanak” başlıklı belgeler dava dışı K.Hayvancılık ve Tic. Ltd. Şirketi'ndeki payların davalıya devrine ilişkin bir devir taahhüdü (vaadi) niteliğinde olup davalı tarafından söz konusu belgelerde yazılı tutarların davacılara ayrı ayrı ödenmesi halinde davacıların dava dışı Kafkas Hayvancılık ve Tic. Ltd. Şirketi'ndeki paylarını devredecekleri anlaşılmaktadır. Mülga 6762 sayılı TTK'nın 520/son maddesi uyarınca bu nitelikteki sözleşmelerin yazılı şekilde ve imzası noterce onaylanmış olmadıkça ilgililer arasında hüküm ifade etmeyeceği (geçersiz olduğu) belirtilmiştir. Söz konusu tutanakların adi borç ikrarı mahiyetinde bulunmadıkları da anlaşılmakla, izah edilen yasal düzenleme gözardı edilerek davaya ve takibe konu tutanaklar hukuksal açıdan yanlış değerlendirilerek re'sen göz önünde bulundurulması gereken geçersizlik olgusu gözden kaçırılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bu nedenle davalı vekilinin asıl ve birleşen davadaki temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.