Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13462 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13822 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ... .. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 27/03/2014NUMARASI : 2013/234-2014/80Taraflar arasında görülen davada ... ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/03/2014 tarih ve 2013/234-2014/80 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalı şirketin müvekkili tarafından sağlanan eleman desteğini amacına uygun kullanmadığını, kaynakların etkin ve yerinde kullanılmamasına sebep olduğunu,kamu zararına sebebiyet verdiğini,kötüniyetli olarak tasfiye edildiğini ileri sürerek, Atılım Tekstil San. ve Tic.A.Ş'nin tüzel kişiliğinin yeniden ihya edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili, müvekkilinin davaya konu olayın cerayan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK.m.34 ve Ticaret sicil tüzüğü m.28 hükümleri çerçevesinde işlem yaptığını,tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu,müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını,bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını,müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı tasfiye memuru, şirketin ihyasını gerektirecek yasal koşulların mevcut olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre,davacı kurumun davalıya kullanılan krediden dolayı alacak durumu söz konusu olup taraflar arasında protokol ve taahhütname sözleşmeleri bulunduğu buna göre bu işlemlerin taraflar arasında tasfiye sürecinde halledilmesi gerektiği ancak davacı şirketin tasfiyesinin tescil edilmiş olması karşısında bu tasfiye işlemlerinin ihya edilmeden mümkün olmadığı bu bakımdan davacı tarafın herhangi bir talebi yada takibi konusunda tasfiye olan şirketin ihya olması da ve durumun buna göre belirlenmesinde davacı tarafın hukuki yararı bulunduğu gerekçesiyle sadece bu durumla sınırlı olmak üzere davacı şirketin ihyasına, dava açılmasına davalı tarafın sebebiyet vermediği ve bu nedenle davalı tasfiye memuru için yargılama gideri ve vekalet ücreti verilemeyeceğine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dava, şirketin ihyasına ilişkin olup, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 547/2. maddesi gereğince mahkemece, ihya (yeniden tescil) isteminin kabulüne karar verilmesi halinde, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesi gerekirken bu hususlarda olumlu veya olumsuz karar verilmeksizin kanunun emredici hükümlerine aykırı olarak sadece, şirketin ihyasına karar verilmesiyle yetinilmesi doğru olmamış, bu husus 1086 sayılı Hukuk Usulü Mukameleri Kanunu'nun 439/2. maddesi uyarınca kanunun açık hükmüne aykırı olduğundan yerel mahkeme kararının re'sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir.2-Ayrıca, davalı tasfiye memuru şirketi usulsüz olarak tasfiye edip ilk celsede gelip davayı kabül etmediğinden, davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın bozulmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.