Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1325 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2819 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/12/2013 tarih ve 2011/213-2013/438 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 03.02.2015 günü hazır bulunan davacı-karşı davalı vekili Av. .... ile davalı-karşı davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı-karşı davalı vekili, davacı şirket ortağı ...'nın yaptığı incelemelerde davacı şirket yetkilisi ve ortağı olan davalının şirkete bilerek ve isteyerek zarar verdiğini, şirkete ait paraları zimmetine geçirdiğini ve geçirmeye devam ettiğini, hukuka aykırı eylemleri kendisine gösterilince hisselerini ...' a devrettiğini ve 08.04.2011 tarihli protokolü yaptığını, şimdilik protokolde belirlenen tutar olan 283.438 TL kadar dava açıldığını, daha sonra gerçek zarar tutarı ortaya çıktığında davanın ıslah edileceğini ileri sürerek davalının zimmetine geçirdiği tutardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 283.438 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili, 08/04/2011 tarihli anlaşmaya göre müvekkilinin hisselerini bedelsiz olarak devretmesi karşılığında ...'ın ileride ...'dan hiçbir hak ve alacak talebinde bulunmayacağı konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin bu nedenle %30 hissesine tekabül eden 150.000 TL değerindeki hissesini .... Noterliği'nin 03055 nolu hisse devir sözleşmesi ile ...' a devrettiğini savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davasında ise, müvekkilinin şirketten kâr payı ve ortak olarak alacaklarının mevcut olduğunu, şirket ait 2010 yılı bilançosuna göre şirketin müvekkiline 101.650,65 TL borcu olduğunu, 2010 yılı hesaplarında şirketin dağıtılabilir kârının 575.119,26 TL olduğunu, müvekkilinin %30 oranındaki hissesine 172.535,77 TL kâr isabet ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL'nin dava tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma,toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ortağın yetkilisi bulunduğu şirketi kusurlu davranışları ile zarara soktuğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı, bu hususun kabul edilerek 08/04/2011 tarihli anlaşmanın düzenlendiği, sözleşmenin 4. ve 5.maddesi ile 283.438 TL şirket alacağının icra yoluyla tahsil edileceği, tahsil edilmeyen kısmın ise davalı tarafça çalışarak ödeneceği kararlaştırılmış olup, anılan miktarın tahsili yönünde takiplerin semeresiz kaldığı ve davalı tarafından çalışarak ödeme hükmüne aykırı davranıldığı hususunun da iddia ve ispat edilmediği, 283.438 TL kısımdan tahsil edilemeyen kısım var ise bu kısım yönünden davacının bu aşamada alacak talebinin yerinde olmadığı, bilirkişi raporunda aksi görüş belirtilmiş ise de bilirkişi raporları takdiri delil niteliğinde olup, bilirkişi raporunun sözleşme kapsamı ile uygunluk arzetmeyen bölümlerinin hükme esas alınmadığı, davacı tarafça şirket zararının belirlenen miktarın üzerinde olduğu belirtilerek tüm zararın tespit edilmesi talep olunmuş ise de sözleşmenin 3. maddesine göre davacının fazlaya ilişkin alacak talebinde bulunmayacağı, davalı-karşı davacının kâr payı talebi yönünden ise, limitet şirketlerde pay devri alacağın temliki-borcun yüklenilmesi niteliğinde olup kâr paylarının devralana ait olduğu, payı devralan kişi ile davalı arasında kâr paylarının davalıya ait olacağı yönünde herhangi bir anlaşma ve devir sözleşmesinde bu hususta bir çekince bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacı-karşı davalı şirketin kar payının dağıtımına dair ortaklar kurulu kararının olmamasına ve davalı-karşı davacının şirket müdürü olduğu dönemde tutulan ticari defterlerdeki alacağının dayanak belgelerinin bulunmamasına göre davalı-karşı davacı ... vekilinin tüm ve davacı-karşı davalı şirket vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Davacı-karşı davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, davacı-karşı davalı şirketin önceki dönemlerde müdürü olan davalı-karşı davacı ...’nın görevi sırasında zarara neden olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Limited şirket müdürlerinin ve yönetim kurulu üyelerinin şirkete, ortaklara ve alacaklılara verdikleri zarardan kaynaklanan sorumlulukları bir kusur sorumluluğudur. 6762 sayılı mülga TTK'nın 338. maddesi hükmünden anlaşılacağı üzere sorumluluk konusunda kusur karinesi kabul edilmiştir. Bu durumda kusursuzluğunu ispat külfeti yönetim kurulu üyeleri ve müdürlere aittir. Davacı- karşı davalı şirket işbu davada; davalı-karşı davacı şirket müdürünün şirketi zarara uğrattığını ve şirket müdürü ... ile davalı-karşı davacı arasında 08.04.2011 tarihli protokol düzenlendiğini, ancak protokolün davalı-karşı davacı tarafından gereğinin yerine getirilmediğini, ayrıca davalı-karşı davacının 08.08.2011 tarihli dilekçelerinde açıkladıkları eylem ve işlemleri ile şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek şirket zararının tazminini talep etmiştir. İmzası davalı-karşı davacı tarafından inkar edilmeyen protokolde şirketin uğradığı zarar miktarı ve şekli açıklanmıştır. Protokolün 4. ve 5. maddelerinde ...'ın dava dışı ....'den 11.738,00 TL, .... den 65.000,00 TL, ... ve ....'dan toplam 206.700 TL olan toplam 283.438 TL şahsi şirket alacaklarının Av. .... tarafından icraya konulacağı bu dava ve icra takiplerinin ve yargılama giderlerinin şirketten karşılanacağı, takiplerden elde edilecek paraların .... 'ye verileceği, ...'ın bu alacaklarından şirket lehine vazgeçtiği, ...'ın şirkette bu şahıslardan kaynaklanan yol açtığı zarar miktarı tespit edilip 283.438 TL olduğu ve bu miktar tahsil edilirse sorun olmayacağı, tahsil edilen tutar zarardan az ise şirketin aradaki fark kadar zararını ...’ın çalışarak ödeyeceği kararlaştırılmış olup, anılan protokol kapsamı ile davalının şirkete verdiği zarar miktarı sınırlandırılmış olup, davacı şirket davalının neden olduğu protokol kapsamı dışında kalan diğer zararlarını isteyemez. Yine davalı-karşı davacı ... protokolde bahsedilen takip masraflarının şirket tarafından verilmediğinden takibin yapılamadığını yada protokol konusu alacağın tahsili için takip yapıldığını savunmamıştır. O halde mahkemece, protokole konu alacak miktarı olan 283.438 TL’nin davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı-karşı davalı şirket yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı ... vekilinin tüm ve davacı-karşı davalı şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı-karşı davalı şirket yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınıp davacı-karşı davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacı-karşı davalıya iadesine, 05.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.