Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1307 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17908 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ..... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/12/2013 tarih ve 2010/176-2013/421 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... dışındaki davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankaların nezdinde hesabı bulunduğunu, 14.06.2010 tarihinde bu hesaplarından internet bankacılığı yoluyla bilgisi ve onayı dışında toplam 16.141 TL'nin çekildiğini, bu işlemlerin sahte vekaletname ile sim kartı değiştirildikten sonra gerçekleştirildiğini ileri sürerek, 16.141 TL’nin (her bir banka yönünden ne kadar zarar çıktıysa bankalar bu miktarla sınırlı olmak üzere, iletişim şirketi ise zararın tümünden sorumlu olmak üzere) 14.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsüen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının interaktif hesaplarına internet bankacılığı kullanılarak bilgisi ve onayı dışında girildiği, davacının 11.220 TL zarara uğratıldığı, şifrenin davacıdan ele geçirildiğinin somut olarak kanıtlanamadığı, bankaların topladıkları mevduatı sahtecilere karşı özenle korumak zorunda oldukları, bankaların hafif kusurlarından dahi sorumlu olacakları, sahtecilik eylemi bankalara karşı işlendiğinden iletişim şirketinin kusurlu olup olmadığının ileride açılabilecek davada inceleneceğinden işbu davada ...'ye husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 2.200 TL'nin ... Bankası A.Ş.'den, 5.420 TL'nin ...'den, 4.090 TL'nin ...'den 15.06.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, ... aleyhine açılan davanın ise reddine karar verilmiştir.Karan, davalı ... vekili, davalı .... Bankası A.Ş. vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK’nın 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına duyulan güven sarsılmış olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK'nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır. Somut olayda, mahkeme kararının gerekçesinde davacının 11.220 TL zarara uğratıldığı kabul edilmiş ise de, hüküm fıkrasında davalı bankalardan toplamda 11.710 TL'nin tahsiline karar verilmiştir. Bu durumda hüküm fıkrası ile karar gerekçesinin çelişkili olması doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Bozma sebep ve şekline göre mümeyyiz davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davalı ...dışındaki davalılara ayrı ayrı iadesine, 05/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.