Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13016 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6858 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 14/11/2012NUMARASI : 2011/476-2012/559Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/11/2012 tarih ve 2011/476-2012/559 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 04.02.2014 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. Ş.. D.. ve davalılardan Ziraat Bankası A.Ş. vekili Av. S.. G.. ile P.. A.. ve birleşen davalılar vekili Av. A. T.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, asıl ve birleşen davalarda, Ziraat Bankası A.Ş.'nin İstanbul Bankası A.Ş.'nin tasfiyesi ile görevlendirildiğini, bu kapsamda İstanbul Bankası A.Ş.'nin iştiraklerinden ...İleri Kimya San A.Ş.'nin %75,117 oranındaki paylarının müzayede yoluyla satışa çıkarıldığını, müvekkilinin en yüksek teklifi vermesi üzerine hisselerin 15.04.2004 tarihinde 2.830.000 USD bedelle müvekkiline satıldığını, ihale komisyonu kararının Ziraat Bankası A.Ş. yönetim kurulunca onaylanarak kesinleştiğini, bu arada birleşen davanın davalıları tarafından ihalenin feshi davası açıldığını ve hisselerin devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı alındığını, bu nedenle müvekkilinin hisselerin mülkiyetini devir alamadığını, davalı bankanın da 06.04.2006 tarihinde gerçekleştirilen ikinci ihale ile dava konusu hisseleri 5.830.000 USD bedelle davalılardan S.. A.Ş.'ye satıp teslim ettiğini ileri sürerek, asıl davada ihalede satın aldığı hisselerinin müvekkiline aidiyetinin tespiti ile ... A.Ş.’nin pay defterine müvekkili adına kayıt ve tescilini, müvekkilin uğradığı zarara karşılık şimdilik 25.000 TL maddi 2.000 TL manevi tazminatın ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilsen tahsilini talep ve dava etmiş, 19/06/2008 tarihli dilekçesi ile davalı T.. A.. tarafından davadan sonra yapılan ikinci ihale ile hisselerin başkasına satılıp devredildiğini, HMUK'nın 186/2. maddesine göre davayı davalı T.. A.. aleyhine tazminat davası olarak devam ettirmek istediklerini, zararın dava konusu hisselerin dava tarihindeki değeri ile müvekkilin satın aldığı tarihteki değeri arasındaki fark ve bu farkın faizinden oluştuğunu, 15.04.2004 tarihli birinci ihale ile 06.04.2006 tarihli ikinci ihale arasındaki farkın 2.970.000 USD olduğunu bildirmiş ve şimdilik zarar ve ziyan olarak anılan meblağın tahsilini talep etmiş, birleşen davada da şimdilik 250.000 USD karşılığı 351.250 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini istemiştir.Davalılar vekilleri, asıl ve birleşen davaların reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, Ziraat Bankası A.Ş.'nin 83/7242 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile İstanbul Bankası A.Ş.'nin tasfiyesi ile görevlendirildiği ve İstanbul Bankası AŞ.'nin iştiraklerinden P... İleri Kimya San. A.Ş.'nin %75,117 oranındaki paylarının müzayede yoluyla satışa çıkarıldığı, davacının en yüksek teklifi vermesi üzerine pazarlıkla 2.816.000 USD bedelli hisselerin 15.04.2004 tarihinde 2.830.000 USD bedelle davacıya satıldığı, ihale komisyonu kararının Ziraat Bankası A.Ş. yönetim kurulunca onaylanarak kesinleştiği, davalı Ziraat Bankası AŞ.'nin gerek kendisi gerekse davacı T.. Ö.. aleyhine açılan ihalenin feshi ve satışın iptali davasında, ihalenin şartnamesine uygun olarak düzenlenip tamamlandığını ve ihaleyi T.. Ö..’nin kazandığını, usulü dairesinde yönetim kurulunun 11.05.2004 tarih ve 117 no'lu kararı ile onaylandığını, geçerli bir ihale olduğunu savunduğu, BK.'nın 225/2. maddesi uyarınca da sözleşmenin kurulmuş bulunduğu, ihalenin feshi davasında ihtiyati tedbir kararı verilmişse de davalı bankanın bu kararın kalkmasından sonra davacıyı sözleşme yapmaya davet etmek yerine yargılamanın uzun sürmesi ve hisselerdeki değer artışını gerekçe göstererek yeniden ihale tesis ettiği, davalı bankanın kendi kusuru nedeniyle ilk ihale ile kurulan sözleşmenin imkansız hale gelmesine neden olduğu, diğer davalı Pereja AŞ.'nin ise olayda bir kusurunun bulunmadığı, davacının 2.830.000 USD'ye aldığı hisselerin ikinci ihalede 5.800.000 USD'ye davalılara satıldığı, dolayısıyla davacının 2.970.000 USD değerinde kaybının olduğu gerekçesiyle asıl davada davalı Pereja İleri K... A.Ş aleyhine açılan davanın reddine, davalı Ziraat Bankası A.Ş. aleyhine açılan davanın kabulü ile 25.000 TL maddi ve 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, P... A.Ş. hisselerinin kayıt ve tescil talebinin konusu kalmadığından reddine, birleşen davanın kabulü ile 351.250 TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki 4 numaralı bent dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.2- Ancak asıl ve birleşen davalar, davalı P... A.Ş.'nin %75,117 oranındaki hissesinin, diğer davalı Ziraat Bankası A.Ş. tarafından yürütülen müzayede yoluyla davacıya satışına dair sözleşmenin kurulduğu halde, davalıların kusurlu eylemleri sonucunda hisselerin mülkiyetinin davacıya devir edilemediği iddiasına dayalı, artırma sözleşmesinden ve haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi zararın, zarar sorumlusu bulunan davalılardan tazmini istemine ilişkindir. Davalılardan Pereja A.Ş.'nin dava konusu olayda her hangi bir kusurlu eylemi mevcut olmayıp, anılan şirkete sadece dava konusu hisselerin pay defterine kayıt ve tescilinin sağlanması için husumet yöneltilmiş, buna rağmen davacı vekilince sunulan asıl dava dilekçesinde, davalı P... A.Ş.'den de maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulmuş, daha sonra sunulan 19.06.2008 tarihli dilekçe ile HUMK.'nın 186. maddesi uyarınca hisselerin satılıp devredildiği için asıl davaya Ziraat Bankası A.Ş. aleyhine tazminat davası olarak devam edildiği bildirilmiştir. Dolayısıyla davalı P...A.Ş. hakkındaki davanın olayda herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle reddi gerekmektedir. Davalılar Ö.. S.., ... Kozmetik San. A.Ş. ve Ş... A.Ş. ise davacı ile davalı Banka arasındaki ihale sözleşmesinin tarafı olmayıp, sadece İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen davada, işbu davanın da konusunu oluşturan ilk ihalenin feshini istemiş, mahkemece verilen hisselerin devrinin önlenmesi hakkındaki 12.05.2004 tarihli ihtiyati tedbir kararı, davanın reddine dair 21.09.2005 tarihli kararla birlikte kaldırılmıştır. Davalı S... A.Ş., daha sonra 06.04.2006 tarihli ikinci ihaleye katılarak dava konusu P.... A.Ş.'nin hisselerini satın almıştır. Dolayısıyla anılan davalıların tüm eylemleri yasal haklarının kullanılmasından ibaret olup, davacıya karşı sözleşmeden veya haksız fiilden kaynaklanan bir sorumlulukları bulunmamaktadır. O halde mahkemece, anılan davalılar hakkındaki davanın da reddi gerekmektedir. Bu durumda davalılar Pereja A.Ş., Ö.. S.., ...Kozmetik San. A.Ş. ve Şütaş A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile anılan davalılar hakkındaki kararın bozulması gerekmiştir. 3- Davalı Ziraat Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davalı Banka, Bakanlar Kurulu kararı ile hukuki varlığına son verilip hisseleri Hazineye intikal eden İstanbul Bankası A.Ş.'nin tasfiyesi ile görevlendirilmiş olup, tasfiye işlemlerinin hukuka uygun şekilde yürütülmesi ile yükümlü ve bu konudaki kusurlu davranışlarından doğacak zararlardan da sorumludur. Nitekim davacı tarafından da bu nedenle anılan Bankaya husumet yöneltilmiştir. Davalı Bankanın hukuki sorumluluğunun belirlenebilmesi için öncelikle davacının katıldığı 15.04.2004 tarihli ilk ihalenin hukuki niteliğinin tespiti gereklidir. Dava konusu ihalenin davalı Bankanın kuruluş Kanunu ile dava konusu ihale şartnamesinin 16/e maddesi gereğince, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na tabi olmadığı gibi BK.'nın 225/1. maddesindeki cebri müzayede de olmadığı konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar mahkemece dava konusu ihalenin BK.'nın 225/2. maddesinde (yeni BK. 275. m.) düzenlenen ihtiyari ve aleni müzayede olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmişse de anılan ihale bu hükme de tabi değildir. Zira ihtiyari ve aleni müzayede, herkesin iştirak edebildiği, iştirak edenlerin önünde aleni olarak pey sürüldüğü ve ihale etmenin herkesin huzurunda yapıldığı bir müzayede türüdür. Dava konusu ihalede ise ihale şartnamesi gereği teklifler öncelikle kapalı zarf usulü verilmektedir. Kapalı zarf usulünde başlayan bir artırma ise açık artırma değildir (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 1992/7755 E.-7381 K.). Yine ihale şartnamesinde, ihalenin davalı Bankanın yönetim kurulu tarafından onaylandıktan sonra sonuçlanacağı belirtilmiştir. Böyle bir şartın da ihtiyari ve aleni müzayedenin, satış sözleşmesinin ihaleyi yönetenin herkesin huzurunda ve en yüksek bedeli öneren kişiye ihale etmesiyle kurulması niteliği ile bağdaşmadığı açıktır. O halde dava konusu ihale, yukarıda sayılan türlerden hiçbirisine dahil olmayıp, kendisine özgü şartları içeren özel bir ihaledir. Dolayısıyla davalı Bankanın sorumluluğunun da davacı ile aralarında imzalanan ihale şartnamesi hükümlerine göre belirlenmesi gerekmektedir. İhale şartnamesinin “İhalenin Onaylanması ve Sonuçları” başlıklı 14. maddesi uyarınca ihale, Banka yönetim kurulu tarafından onaylandıktan sonra sonuçlanır ve sonuç teklif sahibine yazılı olarak bildirilir. “Peşin ve Taksitli Satışla Hisselerin Devir ve Teslimi” başlıklı 15. maddesinin (a) bendinde ise peşin satışta, sözleşmenin imzalanmasını ve satış bedelinin Banka tarafından verilecek süre içinde ödenmesini müteakip, satışa konu hissenin Banka tarafından alıcıya devir ve teslim edileceği bildirilmiştir. Somut uyuşmazlıkta da dava konusu ihalenin davalı Bankanın 11.05.2004 tarih ve 117 numaralı yönetim kurulu kararı ile onaylandığı, ancak bu kararın davacıya yazılı olarak bildirilmediği, dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. İhale şartnamesinin 14. maddesinde belirtilen yönetim kurulu kararı ile ihalenin sonuçlanması, ihalenin en yüksek pey veren davacı üzerinde kaldığının tespiti anlamındadır. Yoksa ihalenin tamamlanması için öncelikle yönetim kurulunun onay kararının ihaleyi kazanana yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Zira yönetim kurulu kararı, davalı Bankanın iç bünyesinde verilmiş bir karar olarak kaldığı sürece, ihaleyi kazanan açısından hukuki bir sonuç yaratmayacak, davalı Banka her zaman bu karardan geri dönebilecektir. Somut olayda da anılan yönetim kurulunun onay kararı davacıya yazılı olarak bildirilmediği için dava konusu 15.04.2004 tarihli ilk ihale tamamlanmamıştır. Davacının anılan yönetim kurulu kararını, davalı Banka tarafından İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen ihalenin feshi davasında mahkemeye sunulması sonucunda öğrenmesi de yazılı tebliğ yerine geçmeyecek ve sonucu değiştirmeyecektir. Daha çok sözleşmenin ifası safhasına ilişkin olsa da ihale şartnamesinin 15. maddesinde düzenlenen sözleşmenin imzalanması, satış bedelinin ödenmesi ve hisselerin davacıya devir ve teslimi aşamaları da gerçekleşmemiştir. Bu durumda davalı Banka, ihale şartnamesinin 16/e maddesi uyarınca, tamamlanmamış durumda bulunan ilk ihaleyi yapıp yapmamakta, dilediğine yapmakta ve teklif süresini uzatmakta serbesttir. Somut uyuşmazlıkta da davalı Banka, ihale şartnamesinin kendisine tanıdığı bu hakkı kullanmış ve 22.11.2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile önceki ihalenin feshine, 27.01.2006 tarihli yönetim kurulu kararı ile de dava konusu hisselerin yeniden düzenlenecek ihale ile satılmasına karar vermiş ve bu kapsamda 06.04.2006 tarihli ikinci ihale gerçekleştirilmiştir. Bu durum karşısında mahkemece, davalı Bankanın da somut uyuşmazlıkta ihale sözleşmesinden kaynaklanan bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle anılan Banka hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de davalı Banka yararına bozulması gerekmiştir. 4- Bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerinin mahkemece hükmedilen yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretine ilişkin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar P..A.Ş., Ö.. S.., T.. Kozmetik San. A.Ş. ve Ş.. A.Ş. vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle de davalı Ziraat Bankası A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin mahkemece hükmedilen yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretine ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik YER OLMADIĞINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 10.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.