Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12972 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 37 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 23/10/2013NUMARASI : 2010/294-2013/275Taraflar arasında görülen davada Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/10/2013 tarih ve 2010/294-2013/275 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı temlik alacaklısı M.. H.. vekili, müvekkiline temlik veren E.. A..'nın 08.04.2003 tarihli devir sözleşmesiyle işyeri M... Kitapevi'ni tüm alacak, stok ve demirbaşları ile birlikte davalı limited şirkete devredildiğini, bu sözleşmeye göre tarafların devir için (45.000) YTL'ye anlaştıkları, sözleşme uyarınca 10.000 YTL'nın nakit ödendiğini, E.. A..'nın ...Dağıtım Şirketine olan 16.000 YTL borcunun ödenmesi gerekirken ödenmediği, bakiye borç miktarı 19.000 YTL için ise her biri (5.000) YTL tutarında (3) adet senet verilip, bakiye (4.000) YTL için ise E.. A..'nın SSK'ya olan borcunun ödeneceğinin kararlaştırıldığını ancak ödenmediğini, E.. A..'nın senet asıllarını kaybedip mahkeme kararıyla senetlerin iptaline karar verildiğini ileri sürerek temlik alınan (19.000,00) YTL alacağın sözleşme tarihinden ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise bakiye (16.000,00) YTL alacağın sözleşme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, E.. A..'nın devir sözleşmesine dayalı olarak satmış olduğu dükkanın ayıplı olduğunu ve mülkiyet sahibi SSK tarafından dükkanın tahliye edildiğini, davacılar iddiasının aksine (3) adet senet bedelinin ödenip senetlerin geri alındığını, E.. A..'ya ödenmiş olan (25.000) YTL'nın nedensiz ödemiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, uyulan Dairemiz bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre,davalının 45.000,00 TL olan toplam sözleşme bedelinden peşin ödediği 10.000,00 TL ile 3 senet karşılığı ödemiş olduğu 15.000,00 TL toplamı 25.000,00 TL'nin sözleşmeye konu mal ve demirbaş bedeline eşit olduğunun kabulü gerektiği, zira davacılar vekilinin bilirkişi ve keşif için gerekli gideri karşılamaktan vazgeçmesi nedeniyle, sözleşme bedelinin ne kadarının emtia bedeli ve demirbaş ve ne kadarının hava parası olduğu konusunda inceleme yapılamadığından, sözleşme tarihi ve yapılan ödemeler üzerinden iki yıl gibi bir süre geçtikten sonra davanın açılmış olması karşısında tarafların iki yıl süre ile sessiz kalmış olmalarının yapılan ödemelerin emtia ve demirbaş bedellerine yetecek ölçüde olduğunun kabulü anlamında, davalının ödemesinin sözleşmeye konu edilen mal ve demirbaşların gerçek değerine uygun bulunduğu şeklinde yorumlanarak, sözleşmenin bedel açısından geçerli olmadığı ve ödenen 25.000, 00 TL dışında davalının başkaca ödemesi gereken borcu olduğu iddiasının davacılar tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dairemizin 27.05.2010 tarih, 2008/11159 Esas, 2010/5997 K. sayılı bozma ilamına mahkemece uyularak yazılı şekilde karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Her şeyden önce, Dairemiz bozma ilamında da değinilen ve taraflar arasında kararlaştırılmış ve fakat kuruşlandırılmamış olan devir bedelinin içerisinde hava parası da bulunmakla iade yükümlülüğünün olmadığı yolundaki davalı savunmasının incelenmesi konusunda mahkemece yapılacak iş ve işlemlerin gerektirdiği giderlerin, ispat yükü ters çevrilmek suretiyle davacıya yüklenmesi yerinde olmamıştır. Çünkü Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde de belirtildiği üzere, bir vakıadan lehine sonuçlar çıkaran taraf o vakıayı ispatlamakla yükümlüdür. Bu durumda, devir tarihi itibariyle dava konusu işletmede ne kadar demirbaş ve mal bulunduğu hususunda incelemenin öncelikle devir tarihi itibariyle yapılması gerekir. Bu doğrultuda, yukarıda açıklandığı şekilde ispat yükü kendisine düşmeyen davacının bilirkişi ve keşif giderini yatırmaktan imtina etmesi nedeniyle alınan ek bilirkişi raporunda üzerinden zaman geçmiş olması dolayısıyla herhangi bir kanaat belirtilemeyeceği, hesaplama yapılamayacağı açıklanmışsa da, dava dışı M... Ltd. Şti ve taraf defterleri üzerinde yapılacak bir inceleme ile 2003 yılı Nisan ayı tarihi itibariyle devredilen işletmede bozma ilamında değinildiği üzere ne kadar mal veya demirbaş bulunduğu hususları, bilirkişi görüşünün aksine, hesaplanabilir nitelikte olup, ancak, burada yapılacak bir hesapla işletmenin devir tarihi itibariyle saptanacak demirbaş ve mal tutarının dışında kalan kesimin hava parası olarak kabul edilmesi söz konusu olabilecektir. Bu durumda mahkemece, ispat yükü dağılımı gözetilerek davalı tarafından karşılanacak bilirkişi ücreti kullanılarak yaptırılacak bilirkişi incelemesi suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna, varsayıma ve dosya kapsamına aykırı değerlendirmeler yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.2- Öte yandan; mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye istinaden davalıların ödemesi gereken bedele karşılık verilen 3 adet bononun davalılar elinde bulunduğu ve bu nedenle de ödendiği kanaatine varılmış ise de; bonoların davalı elinde olduğu ve dosyaya sunulduğuna dair değerlendirme yerinde değildir. Çünkü davalı yanca dosyaya sunulan 3 adet bononun taraflar arasında düzenlenen sözleşme nedeniyle davacıya verilen bonolar olup olmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusu olup hadise biçiminde çözüme kavuşturulmalıdır. Nitekim, davacı, bu bonoların davalılar dışında bir başkasıyla olan ilişki çerçevesinde düzenlendiğini ileri sürmekte olup, gerçekten de mübrez bonoların keşidecisinin davalı şirket yetkilileri dışında bir şahıs olduğu görülmektedir. Diğer yandan; davacı vekili, ödenmeyen bonolarla ilgili olarak yedlerinde iken kayıp olgusuna dayanarak bono iptali davası açtıklarını ve bu davaya konu olan bonoların davalı şirket tarafından ibraz edilen bonolardan farklı olduğunu ileri sürmüştür. Mahkemece, söz konusu iptal davasına ilişkin Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2003/793 Esas, 2004/571 K. sayılı dosya içeriği ile tarafların hadiseyle ilgili karşılıklı iddia ve savunmaları birlikte irdelenip değerlendirilmeden bu bono bedellerinin davacıya ödendiğinin kabul edilmesi de doğru olmamış, bu yönler itibariyle de eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak verilen hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.ESAS NO : 2014/37 KARAR NO : 2014/12972 -3-SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.