Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12953 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 654 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MALATYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/05/2012NUMARASI : 2011/621-2012/204Taraflar arasında görülen davada Malatya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/05/2012 tarih ve 2011/621-2012/204 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davalının yapmış olduğu don hasar ihbarı neticesinde zararın poliçe teminat kapsamında olmadığı, don olayının meyve çiçeklenme döneminde gerçekleştiği gerekçesiyle zararın tazmin edilmediğini ve poliçenin zeyl edilip prim tahsilatı yapılmadığını, ancak davalının açmış olduğu dava neticesinde zararın meyve bağlama döneminde gerçekleştiği ve hasarın teminat kapsamında olduğu kabul edilerek davalı yararına tazminata hükmedildiği ve kararın kesinleştiği, ödenmeyen poliçe prim bedelleri için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca Tarım Sigortaları Genel Şartnamesinin C.9 maddesinde "Sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler 2 yılda zaman aşımına uğrar" hükmünün yer aldığı, davalı tarafından, sigorta şirketi aleyhine tazminat davası açtığı, dava tarihinin 03/09/2007 karar tarihinin ise 23/12/2009 tarihi olduğu, davacı Sigorta Şirketinin dava konusu ettiği zararı en geç karar tarihi olan 23/12/2009 tarihinde öğrenmiş bulunduğu, dava tarihi olan 30/12/2011 tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, prim alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı yanca, zeyilname düzenlenerek iptal edilen poliçe primlerinin davalıya iade edildiği iddia edilmiş, ancak davalının açmış olduğu tazminat davası ile hasarın poliçe teminat kapsamında olduğu kabul edilerek tazminata karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece öncelikle çözülmesi gereken husus davacı yanın, mahkeme kararı ile geçerli kabul edilen poliçeye ait primlerin tahsilini ne zaman isteyebileceği hususudur. Yukarıda özetlendiği gibi mahkemece 2 yıllık zamanaşımı süresinin taraflar arasında görülen ve kesinleşen tazminat davası karar tarihinden itibaren başlatılması doğru olmamıştır. Davada sigorta sözleşmesinin geçersiz hale geldiği belirtilerek iade edildiği iddia edilen prim bedelinin, hataen iade edildiğine ilişkin davacı bilgisi taraflar arasında görülen davanın kesinleşmesi ile vücut bulacağından, davanın kesinleştiği tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi uygulanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımını gerekçesiyle reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı veklinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.