Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12936 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6421 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/12/2013NUMARASI : 2013/265-2013/126Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/12/2013 tarih ve 2013/265-2013/126 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete yurt içi ve dışı taşıma hizmeti verdiğini, taşıma ücretine ilişkin olarak keşide ettiği faturaları davalıya gönderdiğini, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine aleyhine icra takibi başlattığını, davalının haksız itirazları ile icra takiplerini durdurduğunu ileri sürerek, davalının iki icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacı tarafın alacağına dayanak gösterdiği faturalarda belirtilen işlerin yapılmadığını, faturaların tebliğ edilmiş olmasının tek başına alacağın varlığını göstermediğini, faturaya konu işin yapıldığının ispat edilmesinin gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taşıma işi ile uğraşan davacı ile davalı arasında 22.03.2011 tarihli yurt dışı taşıma ve nakliye sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmeye dayalı olarak davacının, davalıya yurt dışı ve yurt içi taşıma hizmeti verdiği, bu nedenle taraflar arasında cari hesap ilişkisinin oluştuğu, davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk takip tarihi olan 13.02.2012 tarihi itibariyle davacının 22.154,57 TL, ikinci takip tarihi olan 13.03.2012 tarihi itibariyle ise 882,41 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, davalı tarafın ticari defterlerinde ise davacının 9.687,89 TL alacağının gözüktüğü, taraf defterleri arasındaki farkın davacı kayıtlarında bulunan fakat davalı kayıtlarında bulunmayan 11 adet faturadan kaynaklandığı, ancak davacının bu faturaların davalıya tebliğ edildiğini gösterir belgeleri dosyaya ibraz ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazların iptaline, asıl alacakların % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, taşıma ücretinin tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere davacının alacağının miktarı konusunda taraf defterleri arasındaki farkın davacı defterlerine kaydedilen fakat davalı defterlerinde bulunmayan 11 adet faturadan kaynaklandığı, davacının bu faturaların davalıya tebliğ edildiğini kanıtladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı taraf icra takibine konu faturalardaki hizmetin yapılmadığını savunmuş olup, bu durumda hizmetin verildiğini ispat külfeti davacıdadır. Davacı tarafından takibe dayanak faturaların davalıya tebliğ edilmiş olması mahkemenin kabulünün aksine tek başına hizmetin verildiğinin delili olamaz. Faturaya mülga TTK'nın 23. maddesi gereğince süresi içinde itiraz edilmemesi, sadece faturaya yazılması zorunlu olan unsurların, örneğin malın fiyatı ve adedi gibi hususların kesinleşmesi sonucunu doğurur. O halde, mahkemece ispat yükünün davacı üzerinde bulunduğu gözetilerek davacıya dava konusu faturalarda bahsi geçen hizmetleri verdiğine dair delillerini ibraz etmesi için süre verilmesi, sunulması halinde bu delillerin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 04.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.