Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12926 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8985 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 05/07/2012NUMARASI : 2010/62-2012/350Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/07/2012 tarih ve 2010/62-2012/350 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacılar vekili, asıl ve birleşen davalarda, müvekkillerinden A.. C.. ile davalı Ö.. A..'ın Oskar - ... Savunma Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti'nin % 50'şer pay sahibi ile kurucu ortağı olduklarını, müvekkili A.. C..'in tüm hissesini diğer davacı Hakan Övgü Süsveren'e devrettiğini bunun pay defterine işlendiğini, 09/10/2009 tarihinde ise hissenin tekrar kendisine devredildiğini, devrin pay defterine işlenmesi yönündeki talebin davalı müdür tarafından yerine getirilmediğini, ayrıca davalı olan müdürle bankadan müşterek imza ile para çekilme konusunda mutabakata varılmasına rağmen tek başına para çektiğini, bu paraların davalı tarafından üzerinde tutulduğunu ve şahsi harcamalarda kullandığını, şirket çalışanlarının ücretleriyle işyeri kirasının ödenmediğini, davalının mali yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ortaklar arasında imzalanan 11/09/2007 tarihli ortaklar protokolüne davalının uymadığını, şirketin yetişmiş elemanlarını ve mali müşavirini sebepsiz yere işten atarak şirkete zarar verdiğini, müvekkilini içeriye almak istemediğini, yapılan işle ilgili danışmanlık yapan kişiye %5 payının ödenmemesi nedeni ile şirketin işi kaybetme tehlikesi altında bulunduğunu, sene sonu sayım listelerinin muhasebeye verilmediğini ileri sürerek, davalının müdürlükten azline, müvekkili H. S...'in şirketten çıkmasına izin verilmesiyle şirketin tasfiyesine, tasfiye memuru olarak müvekkilinin atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, usulüne uygun devir yapılmadığından davacı A.. C..'in şirket ortağı olmaması sebebi ile aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, TTK'nın 543 maddesi yollamasıyla uygulanacak TTK'nın 161 ve 162 maddeleri gereğince ortaklar kuruluna müracaat edilmeden açılan eldeki davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkilinin üstlendiği müdürlük görevini layıkıyla yerine getirdiğini, davacıların iddialarının yerinde olmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, asıl dosyanın davacısı Aydın'ın deftere kaydedilmeyen hisseyi tekrar aldığından işbu davaya açmaya hukuki menfaatinin bulunduğu, davalı tarafça davalı Ö.. A..'nın müdürlük görevinden azli istenmiş ise de ileri sürülen sebeplerin birçoğunun TTK'nın 549/4 maddesi kapsamına giren şirketin feshine neden olabilecek muhik sebeplerden olup, 10. Asliye Ticaret Mahkemesince de şirketin feshi ve tasfiyesine karar verildiği, dosya kapsamındaki delillerin TTK'nın 543 maddesi delaleti ile TTK'nın 161 ve 162 maddeleri ile 547 maddelerinde ön görülen muhik sebepler olarak kabulünün mümkün olmadığı, birleşen davada iki ortaklı limited şirketten çıkmaya izin talep edilmiş ise de talebin kabulü halinde şirketin tasfiyesine karar verileceği, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin kesinleşen kararına göre de ortaklıktan çıkmaya izin istenen şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiği gerekçesiyle, asıl davanın reddine, birleşen davada davacının müdürlükten azline yönelik davanın reddine, çıkmaya izin ve şirketin tasfiyesine yönelik açılan davanın ise konusuz kalması nedeni ile hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı H. S.. vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Ancak birleşen davada, davacı H.S.. vekili, müvekkilinin, davalı ...Miltek Ltd. Şti.’nin ortağı sıfatını haiz olduğunu, davalı şirketin müdürü olan Ö.. A..’ın davalı şirket ile aynı konuda faaliyet gösteren bir başka şirkette yönetici olarak görev yaptığını ileri sürerek, adı geçen davalının müdürlük görevinden azlini talep etmişse de, mahkemece bu yön üzerinde durulmadığı gibi söz konusu iddiaya yönelik olarak her hangi bir inceleme de yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, değinilen iddia üzerinde durulmak suretiyle oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davacı H. S..yararına bozulması gerekmiştir.3- Dava dosyasının davacı A.. C.. yönünden incelenmesine gelince; asıl dava, davalı şirket müdürünün idare ve temsil yetkisinin kaldırılması istemine ilişkindir. Dosya kapsamı itibari ile davacı A.. C..’in davalı şirket hissedarıyken hisselerinin tamamını diğer davacıya devrettiği, bu kapsamda yapılan devir işlemlerinin 6762 Sayılı TTK’nın 520. maddesinde düzenlenen geçerlilik koşullarını taşıdığı, nitekim dosyada mevcut ticaret sicil memurluğu yazısı ile davalı şirket ortaklarının davacı H. S.. ve davalı Ö.. A.. olarak göründüğü anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı vekili tarafından, hisselerin tekrar davacı Aydın’a devredildiği ancak noter işlemi dışındaki diğer işlemlerin yapılmadığı belirtilmişse de 6762 sayılı TTK’nın 520. maddesinde düzenlenen, limitet şirket hisse devrine ilişkin prosedür, maddedeki amir düzenleme itibari ile geçerlilik koşulu niteliğinde olup, üç aşamalı devir işleminin eksik ya da hatalı yapılması hali; devrin, şirket yönünden sonuç doğurmamasına yol açacağından, şirket ortağı olmayan davacı Aydın tarafından eldeki davanın açılabilmesi mümkün değildir. Bir başka anlatımla, işbu davada, davacı Aydın’ın, davalı limitet şirket müdürünün azlini isteyebilmesi için şirket ortağı olması zorunlu olup, davacının, şirket ortağı sıfatının bulunmadığı ve bu hali ile aktif dava ehliyetini haiz olmadığı anlaşılmakla, adı geçen davacı tarafından açılan davanın, aktif dava ehliyeti yönünden reddi gerekirken, davacı Aydın'ın deftere kaydedilmeyen hisseyi tekrar aldığından eldeki davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu gerekçesiyle sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, kararın re’sen bozulması gerekmiştir.4- Bozma sebep ve şekline göre, davacı A.. C.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı H.S.. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı H. S..vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçen davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı A.. C.. vekili tarafından açılan davaya ilişkin kararın re’sen BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma sebep ve şekline göre, davacı A.. C.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden asıl davada davacılara iadesine, 04.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.