Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12879 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5739 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :..... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 11/02/2015NUMARASI : 2014/668-2015/136Taraflar arasında görülen davada .....Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11.02.2015 tarih ve 2014/668-2015/136 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili tarafından geliştirilen ve ilk olarak piyasaya sunulan saklama kabının aynısının davalı tarafından satışa sunulduğunu, müvekkilinin kısa küt bir forma sahip, üzerinde renkli desenler bulunan, saklama kaplarının desenlerinin rahatça görülebildiği, pencereli tabir edilen ve 6 adet ürünün bir arada ambalaj içinde satışa sunduğunu, davalının da aynı formda ve üzerindeki desenler ve renkleri de dahil olmak üzere birebir aynı ürünü, aynı model ambalaj içinde pazarladığını, müvekkili tarafından daha evvel pazarlanmaya başlanıp, tüketicinin beğenisini kazanan ürünlerin, davalı tarafından satışa sunulan ürünler ile ayırt edilemeyecek kadar aynı olduğunu, bu ürünlerin mağaza, pazar ve satış noktalarında ambalajsız olarak yan yana pazarlandıklarında tüketicinin hangi ürününün müvekkiline hangi ürünün davalıya ait olduğunu anlamasına imkan olmadığını, müvekkili tasarımcılarının emeği ile geliştirilen, yoğun pazarlama ve tanıtım faaliyetleri ile piyasada tutunan, tüketicinin beğenisini kazanan ürünün taklidinin davalı tarafından satışa sunulmasının haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, haksız rekabetinin tespiti, men'i, durdurulması, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının ürünlerinin tanıtım ve reklamını yaptığı internet sitesinde "mutfak ürünleri/ saklama kapları” bölümüne girildiğinde yuvarlak kapaklı iki farklı saklama kabının görüldüğünü, dava konusu ürünün ne görüntü, ne renk, ne de biçim olarak bunlara benzemediğini, ürünün davacı tarafından münhasıran üretilip pazarlandığının belirsiz olduğunu, ürünün umumen malum bir ürün olduğunu, müvekkilinin haksız rekabet teşkil eden herhangi bir eyleminin bulunmadığını aksine, davacının "cam mamuller” ile ilgili olarak piyasada bulunan hakim durumunu kötüye kullanarak haksız rekabet yarattığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, haksız rekabet hükümlerinden istifade edebilmek için davacının öncelikle ihtilaf konusu cam kap ürünlerinin tasarımı üzerinde “hak sahibi” olduğunu ispatlaması, dolayısıyla, davacının kendisinin “hak sahipliğini” ortaya koyabilecek emeğini gösteren reklamları, kampanyaları, broşürleri sunması gerekli olup, davacının ürünlerini tanıtmak için harcadığı emeği veya masrafları ortaya koyan hiçbir delilin bulunmadığı, ürünlerin “desensiz genel formunun” standartlara uygun olması nedeniyle davacının tekeline verilemeyeceği, davacı tarafça 2011’de piyasaya sürüldüğü iddia edilen desenli kapların “desenleri” üzerinde hak sahipliğini ortaya koyabilecek bir delilin de bulunmadığı, davacının “hak sahipliğini’ ispatlayamadığı için haksız rekabet iddiasının da haklı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davacı tarafça, davalının tescilsiz tasarımına tecavüz etmek suretiyle haksız rekabette bulunduğu iddiası ile açılan davada, yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna davacı tarafça itirazda bulunulduğu, bilirkişi heyetinde bir tasarım uzmanının da bulunmadığı ve raporun uyuşmazlığı çözümlemeye elverişli nitelikte olmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, mahkemece aralarında tasarım uzmanın da bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden davacı itirazlarını da karşılar nitelikte rapor aldırılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.