Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1286 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 6326 - Esas Yıl 2007





Taraflar arasında görülen davada (Sakarya İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi)'nce verilen 18.04.2007 tarih ve 2005/200-2007/152 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin %31 payı ile şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin 1995 yılından 2004 yılına kadar olan genel kurul toplantılarının yapılmadığını ve şirketin tasfiye sürecine girdiğini, ancak 27.04.2005 tarihinde genel kurulun toplandığını, TTK'nın 364. maddesi gereğince her hesap devresine ilişkin genel kurulun en geç 31 Mart tarihine kadar yapılması gerekirken, bu emredici kurala uyulmayarak 27.04.2005 tarihinde yapıldığını, müvekkilince bilançoya ilişkin görüşmenin ertelenmesine dair talebin TTK'nın 377. maddesine aykırı olarak dikkate alınmadığını, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin kendi ibralarına ilişkin kararda oy kullandıklarını, TTK'nın 334 ve 335. maddelerinde yazılı rekabet yasağının kaldırılması kararında da TTK'nın 374. maddesine aykırı olarak yönetim kurulu üyelerinin oy kullandığını, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilere ödenmesine karar verilen huzur hakkının fahiş olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin şirketin aktifinde bulunan menkul ve gayrimenkulleri kendilerine ve kendilerinin ortağı olduğu dava dışı şirkete aktarmalarının mümkün bulunduğunu ileri sürerek, 27.04.2005 tarihli genel kurul kararlarının iptaline, seçilen yönetim kurulu üyelerinin azli ile şirketi yönetmek üzere kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı iddialarının yerinde olmadığını, toplantı ve karar-lann yasaya uygun olduğunu, muhalefet şerhi bulunmayan davacının dava hakkı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, TTK'nın 364. maddesinde yazılı 3 aylık süreden sonra yapılan genel kurul kararlarının bu nedenlerle geçersiz sayılamayacağı, 1995-2005 yıllarına ait genel kurul top-lantılarının yapılmadığı, 2000 yılında mahkeme karan ile toplantının ger-çekleştirildiği, ancak alınan kararların İptal edildiği, geçen dönem içerisinde İdare meclisi azalarında bir değişiklik olmadığı, üç yıllık görev süresi dolsa bile önceki yönetim kurulunun yeni yönetim seçilene kadar görevlerine devam edeceğinin kabulü gerekeceği, bu nedenle 27.04.2005 tarihli genel kurulun toplantıya çağrılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ancak davacının TTK'nın 377. maddesi gereğince müzakerenin başka bir güne ertelenmesini İstediği, emredici nitelikteki bu hükme aykırı olarak divan başkanının toplantıyı bir ay sonraya ertelemeyerek toplantıya devam edildiği, bu nedenle 3. maddede alınan kararın ve bu maddeye bağlı sonraki alınan kararların da geçersiz olduğu, özel denetçi atanması koşullannın bulunmadığı, TTK'nın 435/2. maddesi uyarınca kayyum tayini talep edilmiş ise de, anasözleşmede 3 yıllık görev süresi sona eren yönetim kurulu üyelerinin bu sıfatlarının ken-diliğinden düşeceğine dair bir hüküm bulunmadığından görev süreleri dolan yönetim kurulu üyelerinin yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar görevlerine devam edeceği, buna göre organ boşluğundan söz edilemeyeceği gerek-çesiyle, TTK'nın 435/son maddesi uyarınca kayyum tayini ile özel denetçi atanması istemlerinin reddine, 27.04.2005 tarihli genel kurulda alınan 1 ve 2 numaralı maddeler aynk kalmak üzere 3, 4, 5, 6, 7, 8. maddelerinde alınan kararların iptaline karar verilmiştir. Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava dilekçesinde özel denetçi tayinine yönelik bir istemin bulunmasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, davalı anonim şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, azınlık pay sahibinin bilançonun görüşülmesine dair gündem maddesinin ertelenmesi talebinin kabul edilmediği genel kurulda, bu maddeye bağlı olarak alınan yönetim kurulu ve denetçilerin ibrasının da geçersiz olup, TTK'nın 347/son maddesi gereğince İbra edilmeyenlerin tekrar yönetim kurulu üyesi seçilemeyeceği gerekçesiyle gündemin 7. maddesinde alınan kararın iptaline karar verilmiştir. TTK'nın 347/son maddesi hükmü, murakıplarla ilgili olup, önceki yönetim kurulu üyeliğinden dolayı ibraları henüz görüşülmediği için haklarında ibra kararı verilmeyen yönetim kurulu üyelerinin tekrar seçilemeyeceğine dair gerek TTK gerekse davalı şirket anasöz-leşmesinde bir hüküm bulunmamakta olup, genel kurul gündeminin 7. mad-desinde yönetim kurulu üyelerinin seçimine dair kararın iptaline karar verilmesi doğru değildir. Dava konusu genel kurulda gündemin 7. maddesinde A.Hamdi 3 yıllığına denetçi olarak seçilmiştir. TTK'nın 347/son maddesi gereğince, ibra edilmedikçe önceki denetçinin tekrar seçilmesi mümkün olmayacağından, dava konusu genel kurulda denetçi seçilen A.Hamdi'nin bir önceki genel kurulda da denetçi seçilip seçilmediği araştırılarak, A.Hamdi'nin denetçi se-çilmesine engel bir halin olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, bu konuda bir inceleme yapılmadan, eksik inceleme ile denetçi seçim kararının da iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, yönetim kurulu üyeleri ile denetçi seçim kararının iptaline karar verildiği gerekçesi ile huzur hakkı ödenmesine dair gündemin 6. maddesinde alınan kararın da iptaline karar verilmiş ise de; yukarıdaki yönetim kurulu üyeleri ile denetçi seçiminin iptaline dair mahkeme karannın bozulmasına karar verilmiş olması karşısında, genel kurulda gündemin 6. maddesinde alınan kararın iptaline dair mahkeme karannın da bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bent dışında kalan sair temyiz itiraziannın reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın davalı yaranna (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05.02.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.