Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12783 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18369 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :..... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/06/2014NUMARASI : 2011/49-2014/370Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/06/2014 tarih ve 2011/49-2014/370 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 01/12/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı asli M.. Ç.., davalı T.. M.. vekili Av. U.. Y.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkilinin 19.10.2010 tarihinde İstanbul'dan Ankara'ya gitmek üzere davalı THY'nin uçağına bindiğini, müvekkilinin yer numarası olan 11-B üzerindeki bagaj yerlerinin dolu olduğunu gördüğünden tamamı boş olan business class üzerindeki kabin üstü bagajına el bagajını yerleştirdiğini ve yerine oturduğunu, biraz sonra yanına gelen davalı Y.. K..'un müvekkiline yerleştirdiği kabin bagajını bulunduğu yerden alarak arkaya taşıması gerektiğini söylediğini, müvekkilinin ise omzunun ağrıdığnı ve bu sebeple kendisinin taşıyamayacağını söylemeye çalışırken kabin amirinin kendisine fırsat vermeden ısrarcı ve küstah bir tavırla müvekkiline eşyasını kendisinin taşımak zorunda olduğunu zaten business class bölümünün tamamen dolu olduğunu söylediğini, müvekkilinin hiç anlam veremediği bu tavır karşısında kabin amirine 30 yıldır THY uçaklarında uçtuğunu ve böyle bir muamele ile karşılaşmadığını ifade ettiğini, bagajını kendisinin taşıyamayacağını ancak taşınmasına da bir itirazının olmadığını söylediğini, bir süre sonra yer hizmetleri görevlisi olan bir hanımefendinin gelerek kabin amirinin bagajını kendisinin taşıması gerektiğini müvekkiline hatırlatması yönünde talimat verdiğini söylediğini, müvekkilinin tekrar kendisine bagajını kendisinin taşıyamayacağını ancak isterlerse görevlilerin taşıyabileceğini söylemesi üzerine iki yer görevlisinin müvekkilinin bagajını 11-B deki koltuğunun üstü dolu olduğundan arkalarda bir yere taşıdıklarını, müvekkilinin kendilerine teşekkür ederek uçağın hareket etmesini beklerken iki polis memurunun müvekkilinin yanına giderek uçaktan inmesi gerektiğini kaptanın bu yönde rapor hazırladığını söylediklerini, THY tarihine geçecek bir gerekçe ile tüm yolcuların önünde küçük düşürücü bir şekilde uçaktan polis zoruyla indirilmiş olan müvekkilinin kişilik haklarının ağır şekilde zedelendiğini, geceyi evi yerine otelde geçiren müvekkilinin maddi zararının yanı sıra haksız ve dayanaksız bir şekilde ve yolcu olarak hakları da çiğnenerek küçük düşürücü bir şekilde sanki tehlikeli veya suçlu bir kimse gibi uçaktan indirilmesi sebeb ile manevi zararı da olduğunu ileri sürerek 143,22TL maddi, 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, davanın kabulüne ilişkin kararın "Skylife Magazin" Dergisi'nde yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ve vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kendi koltuğunun üstüne tekabül eden civarda boş yer bulamayınca valizini business class bölümü üzerindeki kısıma yerleştirdiği, bu nedenle kendisini uyarmak durumunda kalan kabin görevlileri ve kaptan pilot ile aralarında bir tartışma yaşandığı, bunun sonucu mevzuatın verdiği yetki dahilinde kaptan pilotun havalimanı polislerinden yardım istediği ve davacının uçaktan indirildiği, davalılar tarafından yapılan kasıtlı ve hukuka aykırı bir davranışın varlığına kanaat getirilmediği, olayın tatsız bir şekilde gelişmesine davacının sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalı Y.. K.. yönünden kurulan hükme yönelik tüm temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekilinin diğer davalılar hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince, dava hava yolu ile taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.Somut olayda davacının, Türk Hava Yolları'na ait uçağa, İstanbul'dan Ankara'ya seyahat etmek için bindiği ve davacının uçaktan indirilmesine neden olan olayların bu esnada gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 106. maddesinde hava yolu ile yurt içinde yapılacak taşımalarda uygulanacak hükümler sırası ile belirtilmiştir. Anılan maddeye göre öncelikle Türk Sivil Havacılık Kanunu hükümleri, bu Kanun'da hüküm yoksa Ülkemizin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların hükümleri, tarafı olunan anlaşmalarda da hüküm bulunmaması halinde Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır. Bu kapsamda yurt içi hava taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılan somut uyuşmazlığa, öncelikle uygulanması gereken kanun Türk Sivil Havacılık Kanunu'dur. Davacı vekili, müvekkilinin tüm yolcuların önünde küçük düşürücü bir şekilde uçaktan polis zoruyla indirilmiş olması nedeniyle müvekkilinin kişilik haklarının zedelendiğini ileri sürmüş ve esasen tazminat taleplerini bu somut nedene dayandırmıştır. Davacının polis refakatinde uçaktan indirildiği hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Zira dosyada bulunan 19/10/2010 tarihinde saat 23.40'da düzenlenen tutanaktan da, davacının polis memurları eşliğinde uçaktan indirildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, davacının uçaktan indirilmesinin hukuken mümkün olup olmadığı ve bu yaptırımın uygulanmasını gerektiren haklı ve orantılı bir neden bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere somut uyuşmazlığa uygulanması gereken Türk Sivil Havacılık Kanunu'nun 101. maddesinde bulunan hükme göre, sorumlu kaptan pilot, hava aracında emniyet ve düzenin sağlanması için önlem almaya ve bu amaçla, yolculara, personele ve hava aracında bulunan diğer kişilere emir ve talimat vermeye ve gerektiğinde bunları hava aracından çıkarmaya yetkilidir. Bu düzenleme karşısında uygun şartların bulunması halinde sorumlu kaptan pilotun uçaktan çıkarma yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır.Ancak bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, sorumlu kaptan pilotun bu yetkisini kullanmasında ölçü olarak, “gerektiğinde” kelimesi kullanılmıştır. Esasen düzenleme şeklinden de uçaktan çıkarma yetkisinin son çare olarak kullanılabileceği anlaşılmaktadır. Öyleyse somut olayda gerçekleşen olayların davacının uçaktan indirilmesini gerektiren bir neden olarak kabul edilip edilemeyeceği tartışılmalıdır.Davacı vekilinin iddiası, davalının savunması ve dinlenilen tanık beyanları ile dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler karşısında davacının uçaktan indirilmesinin nedeni olan olayın, davacının uçağa bindiği sırada el bagajını kendi bileti ekonomi sınıfı olmasına rağmen business class üzerinde bulunan kabin üstü bagajına koyması ile başladığı, davacının el bagajını buraya koymasının ardından davalı Y.. K..'un davacının yanına gelerek el bagajını bulunduğu yerden alarak arkaya taşımasını gerektiğini söylediği, davacının bu bagajı kendisinin alamayacağını söylediği, davalı Y.. K..'un ardından başka bir kabin görevlisinin de davacıyı uyardığı, davacının bu kişiye de kendisinin bagajı almayacağını söylediği, davacı ile kabin görevlileri arasında geçen bu konuşmaların tartışma şeklinde yüksek sesle gerçekleştiği ve diğer yolcuların bu olaydan ötürü rahatsız oldukları anlaşılmaktadır. Davalı kaptan tarafından düzenlenen olay raporunda da, tartışma olayından hiç bahsedilmeyerek, yolcunun ekonomi sınıfı olmasına rağmen el bagajını business classa yerleştirmesi ve ikaza rağmen almaması nedeniyle uçaktan indirildiği belirtilmiştir.Ulaşılan bu sonuç çerçevesinde, mahkemece, davacının el valizini ekonomi sınıfı yerine business class bölümüne yerleştirmesi ile başlayan ve karşılıklı tartışma sonucu gerilen ortam nedeniyle davacının uçaktan indirilmesine varan bu olayda, davalı kaptan tarafından uygulanan bu yaptırımın orantılı, kanuni terimi ile gerekli olup olmadığı tartışılmamış, sadece olayın tatsız gelişmesine davacının sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa olayda asıl değerlendirilmesi gereken husus, tartışmaya kimin sebebiyet verdiğinin ötesinde, bu tartışmanın yaptırımının uçaktan indirme olup olamayacağıdır. Davacının, meydana gelen bu olay esnasında suç teşkil edecek herhangi bir harekette bulunduğunun da iddia ve ispat edilmiş olmamasına göre bu durum başkaca tavır veya davranış yahut tedbirlerle aşabilecekken, son çare olan uçaktan indirme yetkisinin kullanılması somut olay bakımından orantılı bulunmamıştır. Bu itibarla orantılı kullanılmayan yetki bakımından davacının zarara uğradığı kabul edilerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalı Y.. K.. yönünden kurulan hükme yönelik bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan davalı Y.. K.. yönünden kurulan hükmün ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile diğer davalılara yönelik kurulan hükmün yukarıda yazılı nedenle davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.