Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12634 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6542 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : CEYHAN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/12/2013NUMARASI : 2012/38-2013/446Taraflar arasında görülen davada Ceyhan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/12/2013 tarih ve 2012/38-2013/446 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu, 30/11/2008 tarihinden itibaren hesabında olması gereken 118.712,00 TL'nin olmadığını farkettiğini, bir banka personelinin zimmetine para geçirmek suçundan tutuklandığını ve bu olayın müvekkilinin hesabının ne şekilde boşaltıldığının da bir göstergesi olduğunu, bankaya 26/5/2010 tarihli ihtar çekilerek zararının tazmini istenmişse de bankaca bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL'nin 30/11/2008 tarihinden itibaren kısa vadeli ticari kredilere uygulanan en yüksek avans faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; imzası olmayan ve arşivde bulunamayan dekontlar karşılığını davacıya ödeyeceklerini bildirdiğini ancak davacının bunu kabul etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; bankanın çalışanının eyleminden adam çalıştıran sıfatıyla sorumlu olduğunu, çalışanı müdilerin hesaplarında oynamalar yaparken gerekli denetlemeyi yapmayı ihmal ettiğini, ayrıca davacının banka çalışanı personel Şenol Katıöz'e hileli davranışlarıyla da olsa, boş tediye fişi imzalayıp verdiği ödeme belgelerinde bulunan imzaları inkar etmediği gerekçesiyle olayda davalı bankanın %70, davacı N.. C..'in %30 kusurlu, davanın kabulü ile 10.000,00 TL alacağın dava tarihi olan 05/07/2010'da tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, taleple bağlı kalınarak karar verilmiş olması ve fazlaya dair istemin açılacak davada tartışılacak bulunmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyzi itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacı, davalının çalıştırdığı banka personeline güvenerek ve daha kolay hizmet alabileceğine inanarak, davalı çalışanına boş imzalı dekontlar verdiğini ve bu dekontların üzerinin davalının çalışanı tarafından ödeme yapılmış gibi doldurulduğunu, oysa bu dekontlardaki parayı tahsil ettiğini hatırlamadığını iddia etmiş ve mahkemece de davacının boş dekontları imzalaması nedeniyle kusurlu olduğu kabul edilip davacıya da kusur izafe edilerek karar verilmiştir. Ancak, 818 sayılı BK’nın 100. maddesi gereğince davalı banka, çalışanının kusurundan ötürü tamamen sorumlu olup, davacı söz konusu boş dekontları 3. bir şahsa değil de davalı çalışanına verdiğine göre, somut uyuşmazlıkta davalı bankanın BK’nun 100. maddesindeki sorumluluk koşulu gerçekleşmiştir. Bu durumda mahkemece davacıya kusur izafesi doğru olmayıp, hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.3- Kabule göre, mahkemece davalının %70 oranında kusurlu olduğu kabul edildiğinde de, davacı 10.000 TL'yi davalının tam kusurlu olduğunu iddia ederek talep ettiğine göre, davalının %70 kusur oranının talep edilen miktara uygulanarak buna göre alacağa hükmetmek gerekirken, toplam alacağa davalının kusuru oranının uygulanarak davanın tamamen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamış, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün kabule göre temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 01/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.