Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12592 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5573 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİTaraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/12/2014 tarih ve 2014/1231-2014/472 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili; müvekkilinin davalıya ait araçların denizyolu geçişleri ve dönüşlerinin organize edilmesi işlemlerini yerine getirdiğini, karşılığında davalıya acentelik hizmet bedeli açıklamasıyla faturalar kesildiğini ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, davalıya karşı başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili; davacının taleplerinin 6762 sayılı TTK'nın 1262. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını, aralarında bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının icra takibine dayana yaptığı faturaların 07/09/2007 , 28/09/2007, 28/11/2007 ,31/12/2007 tarihli olduğu, icra takip tarihinin 08/07/2009 olduğu, 6762 sayılı TTK'nın 1262/5 maddesi gereği denizde yolcu ve yük taşıma akitlerinde veya konşimentoda taşıyan lehine doğan masrafların tazmini ve navlun dahil olmak üzere bütün alacakların 1 yılda müruruzamana uğrayacağı, son fatura tarihi ile takip tarihi arasında 1 yıldan fazla süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, alacağının taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinden kaynaklandığını ileri sürerken, davalı aralarında taşıma ilişkisi olduğunu savunarak davacının taşıma sözleşmesine dayanarak talepte bulunduğunu ileri sürmüştür. Davacı tarafından davalıya hitaben düzenlenen ve üzerinde “acentelik bedeli” açıklaması bulunan faturalar icra takibine dayanak yapılmıştır. Tarafların ticari defterleri incelendiğinde aralarında süregelen bir ticari ilişki olduğu, davalının faturalara konu hizmeti aldığını inkar etmeyip fatura bedelini ödediğini savunduğu, ayrıca davalının defterlerinde davacıya borçlu görünürken sonradan ödeme belgesi olmaksızın bu borcun kapatıldığı tespit edilmiş; ancak dava konusu faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği, faturaların itiraza uğrayıp uğramadığı ve davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığı tespit edilmemiştir. Bu durumda, tarafların iddia ve savunmaları ile icra takibine dayanak faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediği, davalı defterinde kayıtlı olup olmadığı kapatılan borcun davacının dayandığı faturalardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve bu kapsamda taraflar arasındaki ticari ilişki değerlendirilip, tartışılmaksızın taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı kabul edilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.