Taraflar arasında görülen davada Kars Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 26.04.2005 tarih ve 2004/815 - 288 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi . tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı şirkete kasko sigortası ile sigortalı iken meydana gelen kaza sonucu oluşan hasarın tazmin edilmediğini ileri sürerek, 3.000.000.000 TL.sının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacının trafik kazasını davalıya ihtar etmediği, hasarın ne şekilde giderildiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle, sabit olmayan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. TTK. 1282. maddesi uyarınca sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı Yasa'nın 1281.maddesi hükmüne göre kural olarak, rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin savunmanın, sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. TTK.1292/1 maddesi gereğince sigorta ettiren kimse sigortanın taalluk ettiği rizikonun gerçekleştiğini haber aldığı tarihten itibaren beş işgünü içinde sigortacıya haber vermeye mecburdur. Ancak, bu süre hakdüşürücü bir süre değildir.Riziko ihbarının süresinde yapılmamış olması halinin kasıtlı olduğu iddia ve ispat edilmedikçe sigortalının hakları zayii olmaz.1292/3. maddesi uyarınca, sigortalı, rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki teminat içinde imiş gibi ihbar ederse, ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığının ispat külfeti sigortalıya geçer. Somut olayda, davalıya kasko sigortası ile sigortalı aracın tek taraflı trafik kazası sonucu hasara uğradığı kaza tespit tutanağı ve yetkili servis yazısı ile bellidir. Kaza 11.11.2002 tarihinde olmuş, davacı, davalı sigorta şirketine rizikoyu ihbar ettiğini kanıtlayamamıştır. O halde mahkemece, zamanaşımı süresi içinde davanın açılmış olduğu gözetilerek, ihbar yükümlülüğünün kasten yerine getirilmediği iddia edilmediği halde davacının sigortadan doğan haklarını hangi nedenle kaybettiğinin açıklanmaması yanlış olmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle,davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün,davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.11.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.