Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12548 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5589 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : YALOVA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/05/2013NUMARASI : 2011/178-2013/332Taraflar arasında görülen davada Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/05/2013 tarih ve 2011/178-2013/332 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili ile Ç.. A.. arasında düzenlenen 16.01.2004 tarihli protokole göre, davalı kurum personelinin 15.01.2004- 15.01.2009 tarihleri arasındaki maaşlarının müvekkili aracılığıyla ödeneceğinin, süre bitiminden önce fesih halinde Emniyet Amirliğinin fesih tarihinden önceki dönemde tüm çalışanlara yapılan ödemeler toplamının %20'sini cezai şart olarak ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, ayrıca protokol doğrultusunda her ne kadar bağış adı altında olsa da aslında protokole istinadan ve ivaz karşılığı 4.000,00 TL'nin ödendiğini, davalı kurumun protokol şartlarını ihlal ederek 21.06.2006 tarihinde anlaşmayı feshettiğini ileri sürerek 10.435,19 TL cezai şart bedeli ile 4.000,00 TL bağışın fesih tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar İçişleri Bakanlığı ve Ç.. A.. vekili, davacının aynı mahiyette açtığı davanın ilk derece mahkemesi tarafından reddedildiğini, red kararının en son Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 2010/8374-2010/8302 E.K sayılı ilamında "İçişleri Bakanlığının bir tahakkuk dairesi olan Ç.. A.. ile davacı arasında imzalanan protokoldeki cezai şarta ilişkin hükümlerin davalı Bakanlık yönünden geçerli olmayacağı" da belirtilmek suretiyle kesinleştiğini, kesin hüküm ve zamaanaşımının dolmuş olması sebebiyle davanın reddi gerektiğini, protokolün cezai şarta ilişkin bölümlerinin davalı Bakanlık yönünden geçerli olmayacağını, İlçe Emniyet Amirliğinin ise tüzel kişiliğinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı Y.. B.., sözleşmeye kendisinin imza attığını, görevi başında iken protokolün uygulanmasına devam edildiğini, başka bir yere atanmasından sonra sözleşmenin feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, daha önceden İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan davanın reddedildiği, bu kararın anılan davalı yönünden kesin hüküm teşkil ettiği, tahakkuk dairesi olan Ç.. A..nin sadece maaşların ödenmesi konusunda sözleşme yapabileceği, İçişleri Bakanlığını borçlandıracak protokol, sözleşme ve taahhütname imzalayamayacağı, imzalanan protokoldeki cezai şarta ilişkin hükümlerin davalı İlçe Emniyet Amirliği ve İçişleri Bakanlığı yönünden geçerli olmadığı, protokolü Emniyet Amiri sıfatı ile imzalayan davalı Y.. B..'un fesih tarihinde Çiftlikköy İlçe Emniyet Amiri olarak görev yapmadığı, protokolun davalı yerine atanan İlçe Emniyet Amiri tarafından fesih edildiği, davalıların bir sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.2- Dava, davalı İlçe Emniyet Amirliği tarafından feshedilen protokol uyarınca bağış adıyla ödenen paranın ve cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmişse de davacı tarafından bağış adı altında davalı kuruma verildiği ileri sürülen 4.000,00 TL yönünden davalı kurumların sorumluluğuna ilişkin karar yerinde herhangi bir gerekçe kurulmaksızın yazılı şekilde bu talep yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.