MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 21/01/2014NUMARASI : 2011/600-2014/21Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/01/2014 tarih ve 2011/600-2014/21 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili asıl davada; müvekkilinin davalı şirketin 2007 yılından itibaren % 49 hisseli ortağı olduğunu, iki ortaklı şirketin geri kalan hissesinin sahibi A.. E..'in 15.03.2010 tarihli ortaklar kurulu kararıyla şirket müdürü olarak atandığını, şirketin Aralık 2010 tarihinden beri kar payı dağıtımı yapmadığı gibi şirket müdürünce şirketin faaliyetleri hakkında kendisine bilgi verilmediğini, şirketin adresinin sahte imzalarla değiştirildiğini, şirket müdürünün kendisine verilen yetkiyi kötüye kullandığını, yapılan ihtarlara cevap vermediğini, ileri sürerek şirket müdürünün azline, şirketin yurt içi ve yurt dışı tüm mal varlıkları, sözleşme ve ihale bedeli alacakları banka hesapları, alacak ve borçları tespit edilmek suretiyle müvekkilinin hissesine düşen değerlerin verilmesine TTK'nın 551 ve 504. maddeleri gereğince müvekkilinin şirket ortaklığından çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise; davalının şirket müdürlüğü görevinden azline müvekkilinin şirket ortaklığından çıkarılmasına ve şirketin feshine ve tasfiyesine karar verilmesini istemiş, 06.02.2013 tarihli dilekçesi ve 18.06.2013 tarihli celsedeki beyanıyla taleplerini şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve birleşen dava yönünden ise davalının şirket müdürlüğü görevinden azledilmesi olarak sınırladıklarını belirtmiştir.Davalı vekili; davacının iddialarının doğru olmadığını, şirket müdürünün azlini gerektirir sebeplerin bulunmadığını savunarak davaların reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; alınan bilirkişi raporları uyarınca dava konusu şirketin borca batık hale geldiğinin anlaşıldığı, davacıya şirket faaliyetleri ve şirketin adresi hususlarında bilgi verilmediği şirketin son bir yıldır faal olmadığı asıl dava yönünden TTK'nın 551/2. maddesinin koşullarının gerçekleştiği, ancak şirketin borca batık olması nedeniyle ortaklık payı olarak talep edilecek bir değerin bulunmadığı davacının asıl davadaki talebinin şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi olması ve bu talebinin asıl davada kabulü nedeniyle davalının şirket müdürlüğünden azline dair isteminde hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davalının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Asıl dava; limited şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve çıkma payı alacağının tespit edilerek davacıya ödenmesi, birleşen dava davalının şirket müdürlüğü görevinden azli istemlerine ilişkindir.Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacının şirket ortaklığından çıkmaya yönelik talebi kabul edilmesine karşın davalı şirketin borca batık olduğu, bu nedenle talep edilebilecek çıkma payı alacağının bulunmadığı gerekçesiyle bu yöndeki istemin reddine karar verilmiştir. Ancak; reddedilen bu talep yönünden mahkemece yapılan araştırma ve alınan bilirkişi raporları davacı vekilinin ciddi itirazlarını karşılar mahiyette ve karar vermeye elverişli düzeyde değildir. Bu itibarla mahkemece; öncelikle davalı şirketin yurt içi ve yurt dışı taşınır, taşınmaz ve araçlarına ilişkin kayıtlar dosyaya getirtilmek, şirket müdürü hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunun akibeti araştırılmak, davalı şirketin tüm ticari defter ve belgeleri ile vergi kayıtları incelenmek suretiyle hesap bilirkişisi ve şirketler hukuku alanında uzman bilirkişiden oluşacak yeni bir bilirkişi heyetinden, davacı vekilinin alınan raporlara dair ciddi itirazlarını da karşılar mahiyette ve özellikle şirket kayıtlarında 6111 sayılı Yasa uyarınca, gider olarak gösterilen tutarın ve yapılan işlemlerin şirket kayıtlarına ve kanuna uygun olup olmadığı hususlarını da açıklar mahiyette rapor alınarak davalı şirket bilançosunun şirketin gerçek durumunu yansıtıp yansıtmadığı değerlendirilerek varılacak sonuca göre gerek davacının çıkma payı ve gerekse de davalı müdürün azli talepleriyle ilgili bir karar verilmesi gerekirken eksik ve yeterli bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı gerekçeyle bu yoldaki taleplerin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.