MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 30/04/2013NUMARASI : 2011/874-2013/160Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/04/2013 tarih ve 2011/874-2013/160 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:Davacı vekili, davacının davalı şirketin kurucu ortağı olduğunu, davalı şirket yönetim kurulunun 08/09/2009 tarihinden davacının şirketten fiilen ayrıldığı 09/03/2011 tarihine kadar sermaye artışı ile ilgili olarak herhangi bir talep yada girişimde bulunmadığını, 10/03/2011 tarihinde davacıya ihtarname keşide edilerek sermaye taahhüdünü yerine getirmesinin talep edildiğini, şirketin mevcut ticari yapısı, faaliyet konusu itibariyle sermaye artışına ihtiyacı bulunmadığını, burada tek amacın davacının şirket paylarının sermaye artışı yoluyla azaltılarak zaman içinde şirketteki haklarını ortadan kaldırmak olduğunu ileri sürerek öncelikle davacıya ait ve yasa dışı ıskat edilen hisselerin 3.şahıslara devrinin önlenmesi için HUMK 101. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile davalı şirketin yönetim kurulunun 02/06/2011 tarih 2011/10 sayılı ıskat işleminin yokluk butlan sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, 04/09/2009 tarihli olağan genel kurul toplantısına davacı dahil tüm hissedarların bizzat katıldığını, sermaye artırımına iştirak eden pay sahiplerinin tamamının hisseleri nispetinde sermaye artırımına katıldığını ve pay cetvelini davacı dahil tüm hissedarların taahhüt ettiğini ve imzaladığını, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davalı şirketin 14/03/2007 tarihinde süresiz olarak 500.000,00 TL sermaye ile kurulduğu, davacının 250.000,00 TL sermaye tutarı karşılığı %50 sermaye payına sahip olduğu ve davacının aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğu, 04/09/2009 tarihinde yapılmış bulunan olağan genel kurul kararı ile davalı şirketin 500.000,00 TL olan sermayesinin 250.000,00 TL artışla 750.000,00 TL'ye çıkarıldığı, sermaye arttırımı kararına davacının da katıldığı, davacı ortağın ayrılması üzerine yönetim kurulunun kalan üyeler ile devam etmesinde bir sakınca bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, 6762 sayılı TTK'nın 408. maddesi gereğince ıskat edilen ortağın açtığı ıskat kararının yok hükmünde olduğunun tespiti davası olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacıya 10.07.2011 tarihinde bakiye borcunu ödemesi içinnoterden ihtarname gönderilmiş ise de bu ihtarnamede TTK'nın 407. maddesine aykırı olarak 1 ay değil 30 gün süre verilmiştir. Ayrıca yine ihtarnamede apel borcunun ödenmemesi halinde TTK 407-408. maddeleri uyarınca işlem yapılacağı belirtilmiş ise de davacının ıskat edileceği belirtilmemiştir. Oysa, apel borcunu ödemeyen ortak aynı yasanın 407/2 maddesi gereğince ıskat edilebileceği gibi haklarından mahrum edilebilir veya yerine başka ortak alınabilir ve kendisine verilmiş hisse senedi varsa bunlar iptal edilebilir. Davalı şirket bu haklarından hangisini kullanacağını ihtarnamede göstermemiştir. A.. şirketlerde pay borcunun ödenmemesi nedeniyle ıskata ilişkin hükümler emredici niteliktedir. Bu nedenle TTK'nın 407 ve 408. maddelerinde öngörülen şekle aykırılık halinde ıskat sonucu doğmaz. Bu durumda, 10.03.2011 tarihinden önce bir ihtarname gönderilerek davacının temerrüde düşürülmediği, 10.03.2011 tarihli ihtarnamenin ise sonuç doğurmayacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı veklinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.